Evvel zaman içinde ayýn bir parçasýný isteyen bir kadýn varmýþ. Aslýnda azýcýk ay tozu bile yeterliymiþ ona. Olanaksýz bir düþ deðilmiþ onunki, garip bile deðilmiþ. Aya giden adamlar tanýyormuþ,çünkü o vakitler modaymýþ aya gitmek. Þimdi bulunduðumuz yerden pek uzak olmayan bir yerden hareket edermiþ adamlar; çok yüksek roketlerin üstüne yerleþtirilmiþ delikten gemilere binerlermiþ.Ne zaman gümbürdeyen,çevresine ateþten çiçekler saçarak fýrlayan bir roket atýlsa gökyüzüne, kadýn mutluluktan deli olurmuþ. "Fýrla!Hadi!Hadi!"diye haykýrýrmýþ roketin ardýndan. Sonra da üç gün üç gece karanlýðýn içinde uçan adamlarýn yolculuðunu coþkuyla, kýskançlýkla izlermiþ.Onlar için ay bilimsel bir olay, teknolojik bir baþarýdan baþka birþey deðilmiþ.Yolculuk sýrasýnda þiirsel bir tek söz etmezlermiþ,yalnýz rakamlar, formüller, sýkýcý birtakým bilgiler.Biraz insanlýklarýný anýmsadýklarýnda dünyadaki en son futbol maçlarýnýn sonuçlarýný sorarlarmýþ.Hele aya ayak bastýktan sonra daha da az söz çýkarmýþ aðýzlarýndan.Önceden hazýrlanmýþ bir iki cümle söyleyip,tenekeden bir bayrak dikerler,robotumsu devinimlerle bir garip tören yaparlarmýþ. Sonunda geri gelirlermiþ bir yýðýn taþla ve tozla. Ay taþlarý,ay tozu... Kadýnýn düþlediði toz. Onlarý bir daha gördüðünde yalvarmýþ, "Bana biraz ay verirmisiniz?Sizde o kadar çok ki!" Ama hep ayný karþýlýðý alýrmýþ:Veremeyiz,yasaktýr. Ay parçalarý hep laboratuvarlarda ya da aya gitmeyi bilimsel bir olaydan, teknolojik bir baþarýdan baþka þey saymayan kiþilerin masalarýnýn üstünde kalýrmýþ.
... Gene de aralarýnda bir tanesi bana ötekilerden daha iyi görünmüþtü. Gülmesini,aðlamasýný bildiði için.Ufak tefek, çirkin,diþleri birbirinden ayrýk ve yüreðinde korku olan bir adamdý. Korkusunu saklamak için güler,gülünç þapkalar giyerdi.Bu da ona ruha benzer bir þey vermiþti.Bu yüzden onun arkadaþýydým,birde ayý haketmediðini bildiði için. Her görüþtüðümüzde söylenir dururdu:"Oraya çýktýðýmda ne diyeceðim.Þair deðilim ki,derin,güzel þeyler söylemesini bilmem ki..." Aya doðru yola çýkmazdan bir iki gün önce bana veda etmeye geldi,aya vardýðýnda ne diyebileceðini de sordu. Gerçek olan,dürüst içten birþeyler demesini söyledim;örneðin korkuyla dolu küçücük bir adam olduðunu söyle dedim. Sevdi bunu ve yemin etti: "Geri dönersem eðer sana biraz ay getireceðim.Ay tozu!" Gitti ve döndü.Ama döndüðünde deðiþmiþti. Verdiði sözü ona anýmsatmak için telefon ettiðimde kaçamak karþýlýklar verdi hep.Derken bir gün evine yemeðe çaðýrdý beni. Sonunda bana biraz ay vereceðini düþünerek koþa koþa gittim. Yemek bir türlü bitmek bilmedi,bense yerimde duramýyordum. Sonunda,"Þimdi sana ayý göstereceðim"dedi."Þimdi sana ayý vereceðim"dememiþti ama ben ayrýmsamadým o anda.Hala o gülünç þapkalarý giyiyordu,hala güler gibi yapýyordu. Gözünü kýrparak çalýþma odasýna götürdü beni,kilitli bir dolabý açtý.Birkaç þey vardý içinde;küreðe benzer bir þey, bir bahçývan çapasý,bir tüp.Hepsi de garip, gümüþsü gri bir tozla kaplýydý. Ay tozu!
Yüreðim deli gibi çarpmaya baþladý. Elimi uzatýp küreði yavaþça tuttum,çok hafifti,hemen hemen aðýrlýksýz gibi.Üstündeki toz yüz pudrasý gibiydi. Derimin üstüne,ikinci bir deri gibi incecik bir gümüþ tabakasý kaldý.Ayý kendi derimin üstünde gördüðümde neler duyduðumu anlatmak çok güç.Zaman ve boþluk içinde yayýlma duygusuydu belki,ya da eriþilemeze eriþerek sonsuzluk kavramýnýn ta kendisini yakalamýþtým.Bunlarý þimdi düþünüyorum,o anda hiçbir þey düþünemedim.Adamýn sabýrsýzlanmaya baþladýðýný bile fark edemezim o ara.Sonunda anladýðýmda küreði geri verdim. "Teþekkürler"diye mýrýldandým."Artýk tozu alabilir miyim? "Birden soðuklaþtý:"Ne tozu?"."Bana söz verdiðin ay tozunu...". "Aldýnýz ya"diye karþýlýk verdi."Dokunmanýza izin verdim ya... "Þaka yapýyor sandým.Þaka yapmadýðýný,küreðe dokundurmakla verdiði sözü gerçekten yerine getirdiðine inandýðýný anlayabilmem için bir kaç dakika geçti,yýllardan uzun gibi görünen dakikalar. Yoksullara bir dükkan vitrinindeki deðerli taþý gösterdiklerinde ya da katýlamayacaklarý bir þöleni uzaktan seyrettirdiklerinde yaptýklarý bu iþte.Þaþkýnlýðýmdan,kederimden,tutmadýðý sözü bir tokat gibi suratýna patlatmak,kötülüðünden dolayý ona hiç deðilse sitem etmek aklýma gelmedi.Tek düþüncem: Bu yaptýðýnýn çok acýmasýzca olduðuna onu nasýl inandýrabilirim? Ýþte bu umutla ona yalvarmaya baþladým,ayýn bir parçasýný istemediðimi, yalnýzca önceden söz verdiði ay tozundan bir lokmacýk istediðimi anlattým uzun uzadýya.Kendisinde ne kadar çok vardý,dolaptaki her þey ay tozu kaplýydý, bunun bir tutamcýðýný alýp bir kaðýdýn üstüne ya da ne bileyim benim derim olmayan herhangi bir þeyin içine toplamama izin verse; yýllar yýlý karþýma alýp bakabilsem kendi ayýma...Öteden beri düþlediðim bir þeydi, o da biliyordu bunu, kapris yapmadýðýmý çok iyi biliyordu. Ama ben yalvarýp yakardýkça o sertleþti, aðzýný açmadan soðuk soðuk baktý durdu bana. Sonra gene hiçbir þey demeden dolabý kilitledi ve odadan çýktý.
Olduðum yerde durakalmýþ avucumdaki ay tozuna bakýyordum. Ýþte elimde,avucumun içindeydi ay,ama onu nereye koyacaðýmý, nasýl saklayacaðýmý bilemiyordum.En hafif bir dokunuþ yok edecekti onu.Boþ yere kafa yordum,bir çözüm aradým yitirmemek için elimdekini.Oysa kafam bir sis bulutunun içindeydi sanki ve bu sis bulutunun içinden bir tek cümle yinelenip duruyordu. "Yüzümden pudrayý silmek gibi bir þey olur bu.Neyle silersem sileyim yok olacak".Korkunç bir iþkenceydi.Gülünç bir dilenme açýlýþýnda kalmýþ olan gümüþle örtülü elime son bir kez daha baktým,boðazýmda yumrulaþmýþ aðlama isteðini yuttum,acý acý gülümsedim.Ay taa çok uzaklardan gelmiþ,derime konmuþtu ve ben onu sýyýrýp atmak üzereydim.Bir daha hiç almamacasýna. Ýsteseydim bile böyle avucum açýk,hiçbir þeye dokunmadan kalamazdým.Er ya da geç parmaklarým bir þeye sürünecekti ve her þey boþlukta yok olan duman gibi uçup gidecekti.Acýmasýz bir aptalýn acýmasýz þakasý yüzünden! Kýzgýnlýkla yumruðumu sýktým. Yeniden açtým. Artýk avucumun içinde görebildiðim tek þey kirli, karmaþýk ince ince çizgilerden örülmüþ bir tür aðdý.Dolap kapýsýna sildim elimi.Yapýþkan bir iz býraktý,upuzun bir göz yaþýnýn izi gibi.
Evden ayrýldýðýmda ay ýþýðý vardý,geceyi bembeyaz aydýnlatmýþtý. Dolu gözlerle bir süre baktým ona, sonra biraz aðladým. Düþündüm ki,temiz ve ak bir þeyler var olmaya görsün, onu hemen kirletecek birileri çýkar. "Sana bir kerecik dokunabildim" dedim "Bu bile bana yeter.. Ama lütfen seni kirletip, sahiplenmelerine izin verme."