Neden diye baþlayan bir soru, cevabýnýn ardýnda binlerce kelimenin gizli olduðunu kendisi de biliyordu, ama yinede o gizemli kelimeyi kullanmadan edemedi. Aslýnda neden o isimle hitap edilmek istediðini iyi biliyordu. Ancak bir daha neden'e neden olan nedeni duymak, bilmek istiyordu. Belki önceki nedenden bir baþka bir neden vardýr diye düþünüyordu. Küçük bir ihtimal olsa da yine içine küçük bir umut doðdu ve o gizemli kelimeyi kendisine sordu. Güneþ batmak üzereydi, sahilde sadece onlar vardý, akþam üstü sahilde kimseler yoktu. Bir birinin elini kenetlenmiþti, daha da parmaklarýnýzý avuçlarýnda sýkarak yürüyorlardý. Þaziye hiçbir þey demeden o gizemli kelimeyi sorduktan sonra, eðer vereceði cevap daha önce verdiði cevapla aynýysa hiç de duymak istemiyordu. Bir daha ne kendi yüreðini sýzlatmak nede kanayan Ahmet'in yarasýný bir kez daha kanatmak da istemiyordu. Unutmaya yüz tutmuþ, hayatýnýn en güzel günleri cehenneme çeviren o anlarý bir kez daha Ahmet'e hatýrlatmak da istemiyordu. Ama içinde büyüdükçe büyüyen bu kuþkunun nedeni de öðrenmeden edemiyordu. Þaziye uzun zamandýr içini kemiren, hiç yüzünü görmediði ama Ahmet'in kendisiyle konuþmadýðý süre içinde bütün kalbi onun olduðu kiþiyi kýskanýyordu. Hiçbir zaman cesaret edip de kendisiyle bu konuyu konuþmamýþtý o ana kadar ve hiçbir güç Ahmet'in onun duygularýndan arýndýramayacaðýný da iyi biliyordu. Ne zaman kendisine "sana evin diyebilir miyim" sorulduðun da kendisi bunun nedeni biliyordu, ama yinede sormadan edemiyordu. Belki bir gün gerçeði söyler diye. Ancak o güne kadar Ahmet var olan gerçeði hiç söylemedi. Ýçinde alevlenen ateþiyle kavuran yüreklerini Þaziye'ye göstermedi. Aslýnda kendi derdiyle onu üzmek de istemiyordu. Þaziye kendisini sevdiðini iyi biliyordu. Sevmenin de ne demek olduðunu da iyi biliyordu. Bir baþkasý için yüreði yandýðý kadar, Þaziye'nin de yüreði onun için yandýðýný da iyi biliyordu. Bu nedenle asla gerçeði o ana kadar söylememiþti. Hep ayný cevap ve gözlerini Þaziye'nin gözlerinden kaçýrarak. Kaçamak cevap vermiþti.
__Ben bu ismi seviyorum. __Baþka bir nedeni yok mu. __Sevmekten baþka ne neden olabilir ki.
Þaziye bütün cesaretini topladý. O anda her þeye hazýrdý. Bu nedeni öðrenmek bahasýna Ahmet'i yitirmeye de hazýrdý.
__Ben hazýrým. Eðer sende hazýrsan anlatmaya baþla. Her kimse Evin, biliyorum aramýza beden olarak girmez. Ama duygularý ise her zaman yanýmýzda, evimizde, hatta yataðýmýzda olduðunu biliyorum. Artýk onunla tanýþmak istiyorum.
Sahil boyunca hiç konuþmadan yürüdüler. Ahmet hiçbir þey söylemek istemiyordu. Ayný zamanda bu kadar karýþýk olan bir konuyla ilgilide hiçbir þey de anlatmak da istemiyordu. Uzun yýllar yüreðini inciten, gecelerini uykusuz geçirmesine neden olan sevdayý nasýl anlatabilirdi ki, o anda kendisine aþýk olan kiþiye. Ama Þaziye sessizliðe bürünerek onun açýklama yapýlmasýný bekliyordu. Þaziye onun açýklama yapmasýný beklerken Ahmet de kafasýnda bin bir fikir geçiriyordu. Bilemiyordu nereden baþlayacaðýný. Evin ile o kadar karýþýk þeyler yaþamýþtý ki. Bir tarafta hayatýnýn en güzel duygularý onunla paylaþmýþtý. Bir yanda da hayatýnýn en karanlýk ve yalnýzlýk içinde avazý çýktýðý kadar baðýrdýðý geceleri onun hayalýyla yaþamýþtý. Hayatýnýn en belirgin þeyleri Evin ile yaþadýðý için, hangisini anlatmaya baþlayacaðýný bilemiyordu. "Ýyi tarafýný mý yoksa kötü tarafýný mý anlatayým" diye düþünüyordu. Ýyi tarafýný anlatýrsam, Þaziye kýskanýr ve onunla geçireceði her an kýskançlýk duygularýyla yaþayacaðýný düþündü. Kötü taraf ise; asla Þaziye kendisine inanmayacaðýný düþünmeye baþladý. Uzun bir yürüyüþten sonra, artýk karar verdi. Anlatacaktý her þeyi.
__Gerçek anlamda ilk aþýk olduðum kýzdý. Pek güzel sayýlmazdý, ama gönül bu bir kere sevmiþti. Seviyordum, kendisi de beni seviyordu veya ben öyle sanýyordum. Onsuz bir þeyi düþünemiyordum. Aslýnda onunla gelecekte bir planým da yoktu. Onu yitirmek hiçbir zaman düþünemedim. Her zaman benim olduðunu ve yanýnda olacaðýný düþünüyordum. O kadar seviyordum ki, hiç düþünmeden hayatýmý onun uðrunda verebilirdim. Derken bir gün ailesi bizim iliþkimizi uygun görmedi ve ayrýlmamýz gerektiðini kendisine söylediklerinden haberim yoktu. Nerden bilebilirdim ki, yaþantýnýn en karamsar günlerin beni beklediðini. Bundan sonra kendisinin bende býraktýðý acý izlerle yaþayacaðýmý nereden anlayabilirdim ki. Neden ise aslýnda hem çok basitti hem de belirgin di. Kendisinin zengin olmasýydý. Onun için zenginlerden nefret ediyorum. Tanýþtýðýmýz ilk gün bu nedenle sana sordun zengin misin. Sende yanlýþ anladýn ve benim zenginleri aradýðýmý düþündün. __Evet öyle düþünmüþtüm. __Ondan sonra tahmin edersin iþte, uykusuz geceler. Zamansýz kabuslar, gündüzü olmayan geceler. Yarýný olmayan düþünceler. Hayatýmýn en zor anlarýný en büyük kabuslarýný yaþadým. Yýllarca cep numaramý deðiþtirmedim, hep ayný numarayý uzun süre kullandým. Sadece belki bir gün arar diye. Yanlýþlýklada olsa numaramý çevirebilme ihtimalini düþünerek hep telefonumu açýk tuttum ve numaramý deðiþtirmedim. Uzun süre arar "seni seviyorum" diyeceðini bekledim. "Seni seviyorum" diye bilmesi için neleri vermezdim ki, her þeyimi verirdim hiç düþünmeden. O kadar istiyordum ki o kelimeyi ondan duymayý hayatýmý bile verirdim hiç düþünmeden. Uzun yýllar bekledim demedi, aramadý da. ayrýlmamýzýn nedeni ailesinin baskýsý mý yoksa bir baþka birimi bunu da anlamadým, anlayamadým. Kendisi de söylemedi, bende sormadým, soramadým. Sadece ayrýlýðý kabul etmedim o kadar. Hep onunla karþýlayacaðým aný bekledim.
Þaziye en korktuðu andý iþte o an, bir daha karþýlaþýrlarsa, o kadar büyük olan aþklarýnýn tekrar canlanmasý ve o kadar büyük bir aþkla sevdiði Ahmet ile onun arasýna girmesi düþüncesine kapýldý. Aceleyle hemen sordu.
__Bir daha onunla karþýlaþmadýn mý. __Bir gün otobüsün içindeydim, sabah erken olduðu için aracýn içinde fazla kimse yoktu, çok dalgýndým ve bir anda birinin kucaðýma bir bebek býraktýðýný gördüm. irkildim!. Kafamý kaldýrdýðýmda karþýmda Evin duruyordu. Bebek onundu ve benden deðil bir baþkasýndaydý. Aklýma gelen tek þey, bu bebek bizim olabilirdi..Ama benim deðildi. Evin de artýk benim deðil, bir baþkasýnýn olmuþtu, hem de bir bebek vererek.
Þaziye bunlarý duyduðunda hem çok sevindi, hem de içi bir acýyla burkuldu. Sevdiði adamýn böyle bir acý yaþadýðýna üzülüyordu, ayný zamanda artýk hiçbir nedenle Evin onun ile sevdiði kiþinin arasýna girmeyeceðini de iyi biliyordu. Evin bir baþkasýnýn olmuþtu, tüm ruhuyla, beyniyle, hayatýyla hata bebeðiyle. Bunu iyi biliyordu, asla Ahmet ile Evin bir daha kavuþmayacaklarýný da. Tamamen beyninden silmek için artýk baþka Evin veya Evin'leri sevmek istediðini anladý Þaziye. Onun için kendisine Evin demek istiyordu. Onunla yaþadýðý her þeyi, ama her þeyi unutmak istediðini iyi anlýyordu. Bundan böyle kendisine ait olacaðýný düþündü, hem de tüm benliðiyle. Evin'e olan aþký hiçbir þeyin bitiremediðini, ne ailesinin çýkardýðý engeller, onlarý ayýrmak için yaptýklarý baskýlar, uykusuz geçirdiði geceler, kabus dolu anlar, nede yarýný olmayan günler. Sadece o küçük bebek Evin'e olan aþkýný bitirmiþti. Babasýnýn baþaramadýðý þeyi, küçük bebeði baþarmýþtý. Artýk Evin aralarýnda olmayacaðýný iyi biliyordu. Þaziye iyice Ahmet'e yaklaþtý ve baþýný onun göðsüne gömdü, aðlayan bir ses tonuyla.
__Evet bana Evin diye bilirsin. Acýlarýna teselli olacaksa, senin için Evin de olurum.
Çürümeye yüz tutmuþ duygularýn arasýnda, sadece kendisine tek bir þey hatýra kalmýþtý, Evin. Evin olurum demekle, Evin olunmuyordu, Evin demekle, Evin de olmayacaktý. Bunu ikisi de iyi biliyordu.