Bir istasyon kahvesinde rastlamýþtým ona.Nedenini bilmediðim ama pek çok defa kendime sorduðum tanýdýk bir yaný vardý. Öylesine oturuyordu önündeki bir bardak çayýyla. Týpký benim gibi yolcusuzdu. Ne bir valizi,nede bileti vardý. Yaðmurlu bir akþamdý. Sigara dumaný,insan nefesi ve çaydanlýklardan çýkan buharla buðulanmýþtý istasyon kahvesinin camlarý. Gelirken bu buðunun yoðunluðu söylemiþti kalabalýk olduðunu kahvenin. Ýçeriye ilk girdiðimde üzerime çevrilen bakýþlar ,kendimi sahneye ilk kez çýkan acemi bir þarkýcý gibi hissetmeme sebep olmuþtu. Bir tek masa yoktu yalnýzlýktan bana kucak açan. Bunca kalabalýkta bir tek o bakmamýþtý bana ,orada deðildi sanki. Bedenini yanýna almadan bir vagona atlayýp gitmiþ gibi,soluk alýþý bile belli olmaksýzýn oturuyordu. Sessizce ve biraz çekinerek yaklaþýp yanýna; "lütfen"der gibi bir ses tonuyla sormuþtum "oturabilir miyim?" .Yýllar süren derin bir uykudan uyandýrýlmýþ gibi irkilerek , kaldýrdý dalgýn bakýþlarýný masadan. Gözlerimin öylesine içine baktý ki, bir an sanki görünmez oldum da arkamdaki birine bakýyor sandým. Cevabýný duyamamaktan korkup kendimi çabucak toparlamýþtým."Buyurun " dedi çok uzaklardan kopup gelen bir sesle. Sesindeki uzaklýk ruhunun orada olmayýþýndan kaynaklanýyordu sanýrým. Usulca yerleþip bir sandalyeye;"Bakar mýsýnýz" diye seslendim ,koþuþturmaktan yanaklarý kýp kýrmýzý kesilmiþ çaycý çocuða."Bir çay lütfen,pardon!sizde içer miydiniz?"diye sordum. Masayý paylaþmamýza karþýlýk bir þeyler borçluymuþum gibi. Bu kez kalkmadý bakýþlarý. Duymadý mý acaba diye düþünecekken tam; kesik bir el hareketi ve belli belirsiz bir baþ hareketiyle istemediðini belirtti. Sonra sýkýca kavrayýp bir yudumluk çay kalan bardaðýný,fon dip ediverdi ve düþ molasý yüzünden soðuduðu malum olan çayýný bitirdi.
Ýstasyon kahvesi insanlarýnýn doðallýðýyla sýcacýk sarardý beni her gidiþimde. Bir kitap alýr ,ince belli bardaklarda gelen çaylarýn arkadaþlýðýnda bir köþeye çekilir rahat, rahat okurdum. Bazen kaçamak bakýþlarla insanlarý izler ,hikayelerini okumaya çalýþýrdým; yüzlerinden,giysilerinden,tavýrlarýndan,...Birde kedisi vardý bu avuç içi kadar yerin. Sobanýn baþýndan ancak açlýðýný hatýrlayýnca kalkar,miskin miskin sürünüp bacaklarýmýza; bir parça simit,tost,peynir dilenirdi. Karþýlýðýnda birkaç sevimli bakýþ atar, biraz mýrýltý çýkarýr kendince teþekkür ederdi. Yiyeceði bitene dek sevdirirdi kendini,ardýndan sýcacýk sobasýnýn kollarýna dönerdi. Çayýmý yudumlarken kediciðin bana doðru geldiðini fark ettim. Þaþýrdým. Ne tost, ne simit, nede ona verecek her hangi bir þeyim yoktu. Fazla ümitlendirmemek için kitabýmla ilgilenmeye karar verdim. Tam o sýrada yerinden fýrlayýverdi masayý paylaþtýðým adam. Nedense telaþlandým gidiyor sanýp."Ne saçma bir his" diye geçirdim içimden. Öyle ya bana ne oradaki herkes gibi tesadüfen bir araya gelmiþtik ve bir dahaki tesadüfe deðin-ki bu o an için gerçekleþme ihtimali imkansýza yakýn görünmektedir-apayrý hayatlara dalacaðýmýz gün gibi açýktý. Paltosuna uzanmayýnca eli ,gitmeyeceðini anladým. Sanýrým yalnýzlýðýmý diðer insanlara karþý kamufle etmesinden hoþnuttum. Yaklaþmakta olan kediye yöneldi. Yere eðildi,kediyi incitmemeye özen göstererek usulca kucaðýna alýp masaya döndü. Sevgi dolu bir yüreði olmalý diye geçti içimden,zira kaç kiþi farkýnda þu zavallý varlýðýn!Dikkatimi çekmiþti ;kediyi okþarken elleri, kendi seviliyormuþ gibi huzurlu bir tebessüm sarmýþtý yüzünü. Yakýþýklýydý dersem yalan olur sanýrým ama düzgün yüz hatlarýna sahipti. Doðal,sýcak bir görünüþü vardý. Zaten güzel insanlar hep uzak gelmiþtir bana, özellikle de güzel olduðunun farkýnda olanlar! Þimdi biraz daha anlaþýlýr buluyordum ona yaklaþtýran þeyi. Baþý önde duruþu,o sessiz hali; gözleriyle görmekten çoktan vazgeçtiðini anlatýyor gibiydi. Þimdi bunca zaman sonra biliyorum ki haklýymýþým; yüreðiyle bakýyor hayata,insanca bir þeyler arýyor;bir bakýþ,bir dokunuþ,...
Kitabýn ayný sayfasýnda ne kadar takýlý kaldýðýmý tam olarak bilemiyorum, ama çayým bitince utanýp hýzla sayfayý çevirdiðimi anýmsýyorum. Kitabýmý masaya býrakýp gözlerimle çaycý çocuðu aramaya baþlamýþtým .Ilýk ses tonu sarmalamýþtý birden beni "bana da bir çay söyler misiniz?". Erkeklik taslayýp "usta bize iki çay "diye baðýrmamasý hoþuma gitmiþti."elbette!"dedim ve iki çay iþaret ettim çaycýya. Sanýrým kediyi severken sýyrýlmýþtý hayal aleminden. Yalnýzlýðýný aþma çabasý gibi gelen ilgili bir edayla " klasikleri sever misiniz?" diye sormuþtu kitabýmý göstererek."evet özellikle Rus klasiklerini" demiþtim ayný ilgili ses tonuyla yanýtlamaya özen göstererek. Yüzüme hiç bakmamýþtý,kitaba bakýyordu derin, derin okyanuslarý andýran gözleriyle. Ara sýra tren sesiyle irkilip kaldýrmasa baþýný fark etmeyecektim belki bu denli mavi olduklarýný. Ýlk bakýþýnda nasýl olduysa fark etmemiþtim þaþtým bu maviliklerine. Ýçimde bir sabýrsýzlýk, tarifsiz bir telaþ vardý. Kitabýma olan tüm ilgim uçup gitmiþti. Lafý uzatmasýný, aklýmdaki tüm soru iþaretlerinin bir trene atlayýp uzaklaþmasýný diliyordum için için. Oysa o sustu sonsuzluk gibi. Çayýný içti,parasýný masaya býraktý ve sessizce uzandý elleri elveda sözcüðünü yansýtan paltosunun bulunduðu sandalyeye. Masada bir ben, birde bilinmezliðini býrakarak gidiverdi. Ardýndan kalabalýkta kaybolmuþ küçük bir kýz çocuðu gibi tuhaf bir telaþ içinde kapýya ve boþ sandalyeye bakýp kalmýþtým uzun süre.Bir bilinmezi kovalamaktan yorgun düþünce zihnim, kitabýma dönmeye çalýþtýysam da nafile okuyamayacaktým. Çay paramý masada onun parasýnýn yanýna býraktým. Ayrýlmak istemez gibi aðýrlaþmýþtý kahveden çýkarken adýmlarým. Yaðmur yavaþ, yavaþ yaðmaya devam ediyordu. Þemsiyemi açmak istemedim. Tenha sokaklardan geçtim ,peþimde hayallerim. Evin kapýsýnda bir süre öylece durdum. Derin bir soluk aldým o geceyi hücrelerime not etsin diye. Zile bastým ,annem açtý kapýyý. Bir bana bir kapalý þemsiyeme baktý. Burnumdan sular damlýyordu. Gülecek sanmýþtým,oysa hiçbir þey söylemedi. Bir bardak çay ve bir havlu býraktý odama sadece.
Kaç gün,kaç hafta geçti üzerinden hatýrlamýyorum. Bir öðle vaktiydi. Yaðmurlar bitmiþ bahar gibi bir hava sarmýþtý kollarýna hayatý. Vapur iskelesindeydim, karþý kýyýdaki kitapçýya uðramaktý niyetim. Vapur jetonumu alýp bir bankýn ucuna emaneten iliþtim. Tam yaklaþan vapura dalmýþken bakýþlarým, arkamdan gelen sesle irkildim "selam!". Þaþkýnlýktan fal taþý gibi açýlmýþ gözlerle arkama döndüm. Tanrým o muydu? Fakat bu gülümseme bambaþka biri yapmýþtý sanki ,yine de oydu evet iþte o çok uzak ihtimal gelip dayanmýþtý kapýya!. "Merhaba!"dedim ama sesim çýkmýþ mýydý emin olamadým bir süre. Yanýma geldi tüm doðallýðýyla ve o gün akþama dek gitmedi ,yaný baþýmdaydý. Dilek tuttuðunuz yýldýzý yakalamanýn nasýl bir his uyandýracaðýný bir hayal ederseniz ,sanýrým hislerimi de yakalarsýnýz bir þekilde. O günden sonra bir baþka tesadüfü beklememeye karar verip, randevusuz ayrýlmadýk birbirimizden. Bir tesadüfler silsilesiyle baþlayan arkadaþlýðýmýz,her gün ayný kahvede; hatta ayný masaya oturmaya itina göstererek ,o sessiz ,o unutulmuþ köhne istasyon kahvesinde pekiþti. Geçmiþinden hiç bahsetmiyordu. Belki anlatmaya deðer bir þey bulamýyordu,belki de unutmak istediði þeyleri yenilemektendi korkusu kim bilir. Sormadým bende tüm meraklarýma inat,bekledim. Adým, adým yaklaþýyordu ruhlarýmýz .Aþk mý?! Hayýr sanýrým daha çok birbirimizde huzuru bulmuþtuk. Hayalleri vardý bensiz. Hiç gücenmedim içindeki yokluðuma. Gitmekten bahsediyordu hep,göçmen kuþlar gibi. Ne aradýðýný biliyordum. Bende aramýþtým bir zamanlar,aslýnda kim aramýyordu ki onun aradýðý þeyleri? Biraz özgürlük,umut,unutup yeniden baþlayabilme,hayatýn amacý,sevgi,...
Aradýðý þey uzaklarda deðil,içindeki o sessiz, sessiz atan yüreðindeydi oysa. Uzaklara dalmamalýydý boþ yere gözleri, içinde aramalýydý. Sustum!Hiçbir kelimenin anlatmaya gücü yetmeyecekti biliyordum ,kendi sözcüklerini bulmalýydý,kendi dilini.
Eve döndüðümde ne yapabilirim diye düþünmeye baþladým. Odam eskidende bu kadar ufak mýydý yoksa o gecemi duvarlar üzerime yürümüþtü bilmem. Yataðýmýn yanýnda diz çöküp bir kutu çýkardým saklandýðý yerden. Ýçinde dedemin hatýrasý eski bir pikap ve kitaplýkla, daktilo almak için biriktirdiðim bir miktar param vardý. Bir yýldýr biriktiriyordum ve çok az eksiðim kalmýþtý onlara kavuþmak için . Ertesi gün ilk iþim pikabý gizlice evden çýkarýp satmak oldu. Biriktirdiðim para ve pikabýn parasýný alýp mavi bir zarfa koydum.Üzerine "git ve mutluluðunu bul!" yazmýþtým.Koþar adýmlarla istasyon kahvesine gittim ve çaycý çocuða sýký, sýký tembihledim "Bunu mutlaka almasýný saðla!"diye. Uzun zaman uðramadým kahveye. Yine bir gün ve yine ummadýðým bir anda kapým çalýndý. Çaycý çocuk çýký verdi kapýnýn ardýndan karþýma. Þaþýrmýþtým doðrusu! Elinde mavi bir zarf vardý ve yüzünde tuhaf bir gülümseme. Zarfý uzattý ve büyük bir suç iþlemiþ gibi utanarak uzaklaþtý daha ben zarfý açamadan. Döndüðünü anlamak için sanýrým zarfý açmama gerek yoktu! Umduðumdan çabuk duymuþ olmalýydý yüreðinin sesini ,yoksa dönermiydi hiç.Zarfta kýsa ama çok þey anlatan bir not vardý. "Gitmem gereken yer o kadarda uzak deðilmiþ, görmeyi öðrettiðin için saðol. Seni akþam iskelede bekliyorum saat tam 8:00'de." Onunla bir anne gibi gurur duyduðumu hissettim içimde o an.
Ýskeleye yaklaþtýðýmda orda olduðunu farkedip, bir süre öyle uzaktan izledim. Sancýlý bir bekleyiþ içerisinde yerinde duramayan adýmlarý zamaný kovalýyordu. Pek çok þey geçiyor olmalýydý kafasýndan peþ peþe. Bir zaman diliminde mola verince hayalleri ayaklarý da duruyor,adeta taþ kesilip rýhtýmýn kendisi oluyordu. Ayaklarýný baðlayan ancak geçmiþi olabilirdi bundan böyle. Sigarasýndan derin bir nefes çekti. Rüzgara teslim etti dumanýný birilerine ,bir yerlere mektup yollar gibi. Bir martý havalandý iskelenin ucundan;o martýya takýlý kaldý bakýþlarý. Yeni açtýðý bir sayfada geçmiþini aklýyor olmalýydý þu an. Gözlerini kýsmýþ,baþý dimdik, martýlarla uçar gibiydi. Dokunmak istedim o an omzuna ve söylemek istedim"her þey geçti!". O an aklýmý uyardý kalbim; dokunmak ne mümkündü, artýk o uçmayý öðrenmiþti. Koskocaman bir yürek vardý karþýmda ,sorularýný cesurca kovalamýþ. Ve þimdi dilsiz bir denizin önünde arýnýyordu yudum yudum. Kim bilir belki aðlardý bile " erkekler aðlamaz" lara inat. Nasýl dokunurdum bu en mahrem haline?!...Ýþte þimdi,tam þu an; insanlýðýnýn tadýný çýkarýyordu. Elleri umarsýzca iki yanýna düþmüþ ,gözleri asýrlarca uzaktaki bir yýldýzdan bakar gibi bakýyordu martýlara,denize. Ne çok þey anlatýyordu þu dingin suskunluðu.
Eðildi,sað eliyle suya uzandý olmadý. Ýskele bu kadar yüksek miydi, o gece sular mý çekilmiþti bilmem. Ýçinde baþaramamanýn hýncý birikti. Yüzükoyun yattý yere ve yarý beline kadar sarkýttý bedenini, suya dokundu. Su dokunuþuyla yüzüne bir tebessüm sundu. Anladým suya bir mektup yazýyordu parmaklarý. Baþýný kaldýrdý, batmak üzere olan güneþin kýzýlý yaktý, ala buladý yüzünü. Ateþ gibi yandý gözleri. Ansýzýn kalktý uzandýðý yerden, biri gizlice kulaðýna fýsýldamýþtý sanki"orda, arkanda"diye. Uzun, sakin bir bakýþla uzattýðý elleri bana "gel" der gibiydi. Uzattýðý elleri dokunmadan daha gözleri hoþ geldin demiþti. Uzun bir süre suskun bekledik bir þeyleri. Karþý kýyýnýn ve ayýn ýþýklarýnýn denizle özlem gideriþini izledik bir süre. Ilýk rüzgarýn oyunuyla yüzümü gizleyen saçlarýmý çekti yüzümden. Bilmez gibi sordum "buldun mu?" diye yeniden. Hafifçe kývrýldý dudaklarý "yolu sen gösterdin "dedi. Sustum o konuþmalýydý bundan böyle."sýrf gitmeyi çaðrýþtýrýyor diye gitmiþtim o kahveye, oysa orda bana kalmayý öðretecek biri varmýþ beni bekleyen."dedi."Uzaklarda yeniden baþlamak yokmuþ meðer. Uzaklar sordu durdu; kimsin,nereden geldin, niye geldin, kaçýþ yokmuþ öðrendim." "Oysa ne rahatmýþým yanýnda,sen hiç sormadýn, gitme demedin,...Þimdi buldun mu diye soruyorsun. Bense az kalsýn bulduðumu anlamayýp yitiriyordum. Erken deðildi dönüþüm aslýnda gitmeden de baþlamýþým seninle yenilenmeye." Sustuk. Kocaman,derin derin sustuk sadece. Gelen ilk vapurun güvertesine atladý. O gece gördüðüm son yakamoz pýrýltýsý, git gide uzaklaþan huzur dolu gözleri oldu.