Bir ilkbahar sabahýydý. Güneþ, pýrýl pýrýl altýn ýþýklarýný yer yüzüne yolluyordu. Bu ýþýnlarý gören kozalardan o sabah beyaz bir kelebek çýktý. Çok büyük ve tül gibi ince bembeyaz kanatlarý vardý. Birden kendini bir bahçenin çiçekleri arasýnda buldu. Önce keþif uçuþuna çýkýp bahçeyi dolaþtý. Sonra dinlenmek için kýrmýzý bir güle kondu. Dinlenirken, kanatlarýný dikleþtirip birleþtirmisti. Etrafýna baktý. Doyasýya yeþilliðe daldý saatlerce seyretti... Dinlenmiþti. Þimdi dolaþma vaktiydi, yaþamalýydý, önünde uzun zamaný vardý. Aðaçlara uçtu. Çiçeklere kondu. Mutluydu, özgürdü. Herkes ona bakýp "ne güzel" diyordu. Akþama kadar çiçekten çiçeðe, daldan dala uçup durdu. Güneþ batarken bir garip his kapladý içini, artýk öðrenmiþti. Sadece bir günlük olan ömrü bitmiþti. Son bir kez etrafýna baktý. Batan güneþe daldý. Ve bi daha hiiiiç uyanmadý...