Ülkenin birinde iki gerçek dost yaþarmýþ. Birinin malý, ötekinin malý gibiymiþ. Anlaþýlan o ülkede dostluk, bambaþkaymýþ...
Bir gece ülkede herkes dalmýþ derin uykulara. Orada güneþ battý mý, fýrsat bu fýrsat der, uykunun tadýný çýkarýrmýþ millet.
Gece yarýsý bizim dostlardan biri, fýrlamýþ yataðýndan, koþmuþ doðru dostunun evine. Uyandýrmýþ hizmetçileri tatlý uykularýndan...
Dostu, yukarýdan duymuþ sesini. Hemen kaptýðý gibi kýlýcýný, kesesini, koþmuþ dostunun yanýna...
"Hayrola!" demiþ, merak içinde, soluk soluða... "Sen, kolay kolay uyandýrmazsýn kimseyi, uykuyu da seversin üstelik. Kumarda kaybettiysen; al þu keseyi. Evini bastýlarsa; iþte buradayýz ben ve kýlýcým. Haydi gidip haklarýndan gelelim. Yalnýz yatamaz mý oldun yoksa??? Benim güzel cariyeyi al git öyleyse..."
"Yok a caným." demiþ dostu... "Ne o, ne de bu. Rüyamda biraz düsünceli gördüm seni... Sakýn baþý dertte olmasýn deyip koþtum. Kusura bakma dostum!"
Gerçek bir dostu olmak ne güzel bir þey! Derdini açmaný beklemez bile... Kendi bulup söylemek ister, belki sen çekinirsin diye. Sevdiði insanýn üstüne titrer, bir düþten, bir hiçten nem kapar.