Samanyolu, çobanýn peþinden giden bir sürü gibi, göðün yamacýna týrmanýyordu. Sürüdeki en küçüklerden bir, bu gümüþi döngüden ve dinginlikten öteye geçmeyen yolculuklardan býkmýþtý artýk. Huzursuzdu. Sýkýntýnýn týrnaklarý, biryerlerini sürekli kanatýyordu. Ýþte böyle bir gökgününde, sürüden sessizce ayrýldý. Evinden kaçan kýsa pantolonlu afacan bir coçuða benziyordu küçük yýldýz. Ýpinden kopmuþ küçük bir uçurtma gibiydi. Hoplaya zýplaya uzaklaþtý sürüden. Boþluðu ve birbaþýnalýðý duyumsadý birdenbire. Arkadaþlarýndan öðrendiði bir evren türküsünü mýrýldanmaya baþladý. Bir yandan da ayrýldýðý sürünün, bütün bir ömür, evrenin kýyýsýnda yaþamaya nasýl katlandýðýný merak ediyordu. Þaþtý kaldý bu iþe. Yýldýz aklýnýn hayalsiz olabileceðine inanmak istemiyordu. Sonra unuttu bütün bunlarý. Geleceði geçmiþi ve her þeyi...Ve þöyle düþündü küçük yýldýz:
Evren yalnýzlýktan da küçükmüþ Düþlermiþ asýl sonsuz olan
Zaman, kar kristalleri gibi ayaðýna batsa da, yolculuk duygusunun esrikliði gizemli bir tada dönüþüyordu gittikçe. Saklý vadileri keþfetti küçük yýldýz, karadeliklerde dolaþtý. Ateþarabalarýna binip manyetik rüzgarlar denizine indi. Baþýna belalar açmada gittikçe ustalaþýyordu artýk. Kendine yönelmiþ bir tehdit gibiydi. Asteroidlerin meteor yaðmurlarýna uðramýþ bedenleri delik deþikti. "Ölüm" dedi küçük yýldýz, "ölüm beni cirkinleþtirmeden yok olma yollarýný öðrenmeliyim". Sonra öteki galaksilerin uðuldayan rüzgarlarýna yöneldi. Nebulalar arasýndan kayarken bir yandanda türküler söylüyordu, yýldýz türküleri.
Evren umutlarda da küçükmüþ Mutsuzluk daha büyükmüþ meðer
Küçük yýldýz, sönmüþ yýldýzlar arasýndan geçerken, terkkettiði sürüyü anýmsadý bir ara. Arkadaþlarýný, ýþýkýþýða neþeli dostlarýný düþündü. Büyücüleri, bilicileri anýmsadý. Dönse ömrü uzayacak, hýzla yitirdiði ýþýðýný yenileyebilecekti belki. Ama oraya dönmeyi bir kez bile aklýndan geçirmedi. Iþýðýnýn, elmas tozlarý gibi bedeninden dökülmesine aldýrmadý. Çevrenini kendisi yaratmalý, kendisi yok etmeliydi. O hiçbir zaman sönmüþ yýldýzlar mezarlýðýna gömülmeyecekti. gerektiðinde kül olup savuracaktý kendini. Diðer yanda samanyolu küçük yýldýzýn kaybolduðunu yüzlerce ýþýk yýlý sonra ayrýmsadý. Ama binlerce ýþýk yýlýnda açtýðý keçi yolundan çýkýp ta onu aramaya yanaþmadý. Ýmkansýzý denemeye kalkmýþtý o:
Evren Sekizinci renge sarýnan Metaforlarmýþ meðer
Karanlýk bölgelerden geçiyordu küçük yýldýz, bir ateþ böceði kadar kendine yakýn, bir okadar kendine uzaktý. Kendini evrenin öteki kýyýlarýna sürükledi sonra. Yýldýzlarýn düþ kurdurucu olduklarýný ama artýk düþ de kurmalarý gerektiðini duyumsadý. Yýldýzlarýn da ütopyalarý olmalýydý. Ama bir yandan tükeniyordu küçük yýldýz. Hýzla, ýþýk hýzýyla tükeniyordu. Karadelikler onu yutabilir, sönmüþ gezegenler kendine çekebilirlerdi. Büyükbüyüklerinin masallarýndaki gibi tehlikeler ortasýnda kalabilirdi. Umurunda bile deðildi bütün bunlar. Yaþýyordu, ölümlüydü ve firariydi, hepsi bu...
Evren hiçlik'ten de küçükmüþ meðer Yaþamý ve ölümü ezberleyecek kadarmýþ
Sonra bir ýþýk yýlýnda, yýrtýlmýþ ozon tabakasýnýn altýnda Dünya'yý gördü. Ýnsanlar, çamur içindeki larvalara benziyorlardý. Küçük yýldýz dehþetle baktý aþaðýya. Ýþte tam o an ayaðý bir meteora takýldý ve kaymaya baþladý. Düþüyordu. Tutunabileceði birþey yoktu evrende. Tutunmak ta istemiyordu zaten... Iþýða ve kendine veda etmenin vakti gelmiþti. "Vedanýn anlamý ne" diye düþündü sonra. Anlamsýzdý. Dünya'ya inme duygusunun bir biçimiydi veda. Son çabasýný aþaðýdaki Dünya kirliliðine düþmemek için harcadý ve kýlpayý kurtuldu bundan.
Evren Küçük bir okyanusmuþ meðer Kýyýsýnda yelkenliler batan
Kendini gök uçurumuna býrakýrken küçük yýldýzýn son baladý þu oldu: