Bay Tutturmayan'ýn yaptýðý bir seyahat sýrasýnda Londra hava limanýnda baþýna bir sorun gelir. Elinde New York dönüþ bileti olduðu halde, havayolu þirketinin bilgisayar sistemi uçak biletini iptal etmiþtir. Havayolu þirketi yetkilileri, sorunun kendi hatalarý olduðunu kabul etmektedir. Bununla birlikte Bay Tutturmayan'ýn binmek istediði uçakta yer kalmamýþtýr. Bay Tutturmayan'ýn insanlarla iliþkisi çok iyidir ve insanlarý nasýl harekete geçireceðini, nasýl onlarýn kalplerini kazanacaðýný çok iyi bilmektedir. Bay Tutturmayan, havayolu þirketi yetkililerine hiç baðýrýp çaðýrmadan; "Sizin için de, benim için de çok zor bir durum. Ama sizler çok yetenekli insanlarsýnýz ve bir þekilde bu problemi çözeceðinize inanýyorum. Beni ne yapýp edip New York'taki toplantýma yetiþtireceksiniz sonunda." der. Bu arada beþ dakika yetkililerin yanýndan ayrýlýr ve iki buket gül almaya gider. Aldýðý iki buket gülü, kendisinin sorunuyla ilgilenen iki kadýn yetkiliye verir. Amaçlarý, onlarýn tüm enerjilerini ve yüreklerini kendi sorununun çözümü için kullanmalarýný saðlamaktýr. Ýki kadýn yetkili, bu zor durumda Bay Tutturmayan'ýn tavrý karþýsýnda hem sevinirler hem de mahcubiyetlerinden yanaklarýna kadar kýzarýrlar. Ama ne var ki, sorun çözülememektedir. Uçaðýn yolcularý birer birer gelmektedir. Aslýnda hemen her zaman bir-iki yolcu uçaðý kaçýrýr ya da gitmekten vazgeçer... Ama bu uçaðýn yolcularý inatçý bir þekilde gelir. Bay Tutturmayan, uçaða binme þansýnýn azaldýðýný fark ettiði için son gelen yolculara 12 saat sonraki uçaða binmeleri için 100 dolar teklif etmeye baþlar. Ne var ki, kimse beklemek istemez. Uçaðýn yolcularýnýn tamamý gelince, havayolu þirketinin yetkililerine döner ve pilot kabininde de olsa gidebileceðini söyler. Ancak 11 Eylül olaylarýndan sonra güvenlik açýsýndan bu imkansýzdýr. Bay Tutturmayan, o zaman hosteslerden birinin kalabileceðini ve kendisinin yardým edebileceðini söyler. Ancak bu da olmaz. Bu arada problemi çözmek için hava limanýndaki yetkililer, ulaþabildikleri en üst düzey yetkililere kadar yardým isterler. Ancak dolu bir uçaða binmenin tek yolu, uçaktaki yolculardan biriyle yer deðiþtirmektir. Bay Tutturmayan'ýn tüm bu çabasý ve zarafeti karþýsýnda havayolu yetkilileri, ona ücretsiz ayrýca bir uçuþ vereceklerini belirtirler. Ama ne yaparlarsa yapsýnlar mevcut uçakla uçuramayacaklardýr. Bay Tutturmayan, aslýnda o ana kadar uçaða binmek için "tutturmuþtur". Yani isteðinin olmasý için elinden geleni yapmýþtýr. Ama istenmeyen sonuçla karþýlaþmýþtýr. Uçak o olmadan uçmuþtur. Havayolu þirketinin yetkilileri, bu zarif adamýn sabrýnýn son noktasýna geldiðini düþünmektedir. Bu zarif ve son derece rahat bir ses tonuyla, sesinin her tonunu kontrol edebilen adam artýk öyle bir patlayacaktýr, öyle bir baðýrýp çaðýracaktýr ki, tüm hava limaný onun sesiyle çýnlayacaktýr. Ama ne var ki, öyle olmaz. Tutturmayan adam, görevlilere der ki; "Ben Allah'a teslim oldum. Belki Londra'da bir gece daha kalmam, burada birisiyle tanýþmama neden olacak. Ya da New York'a bir gün geç gitmem orada daha uygun koþullara ulaþmama neden olacak ya da New York'taki iþi kaçýracaðým ve belki daha iyi bir iþ alacaðým. Sonuç olarak uçabilseydim bu, bana Allah'ýn bir hediyesi olacaktý; ama Londra'da bir gün daha kalmak da Allah'ýn baþka bir hediyesi. Her halükarda ben hediyemi aldým." Bay Tutturmayan, yaþamda istediklerinin olmasý için tüm enerjisini, bilgisini, zekasýný kullanarak elinden gelenin en iyisini yapmayý da, istedikleri olmadýðý zamanda onlarýn hepsini kucaklamayý ve tutturmayý öðrenmiþti. Kalbi ve kafasý bu kadar iyi çalýþan ve dünyayý da olduðu gibi alabilmeyi/kucaklayabilmeyi baþarabilen ender insanlardandý. Havayolu þirketinin yetkilileri, Bay Tutturmayan'ýn tavrýna þaþýrdýlar ve hayran oldular. Kendisine ayrýca bir ücretsiz bilet vermekle kalmadýlar, bir sonraki uçuþta da kendisine Business Class'tan bir yer verdiler.
