Bir gün ülkenin küçük kasabalarýndan olan Yitan'da þöyle bir haber yayýlmýþ: - Güzel baþkentimizde bir Akýl Okulu varmýþ. Her kim o okula giderse orada akýl öðretiliyormuþ.Herkes bu haberi þaþkýnlýkla birbirine anlatýyormuþ. Kasabanýn en zenginlerinden olan bir adam da bu haberi duyunca kahkahalarla gülmeye baþlamýþ:- Efendim, hayatýmda hiç bu kadar komik bir þey duymamýþtým. Bir insan akýllýysa akýllýdýr. Sonradan akýl kazanýlýr mý hiç? Olacak þey midir? Duyulmuþ mudur? Görülmüþ müdür?Bu adam çok zengin olduðu için çocuklarýnýn hiçbirisini okutmamýþ. Öyle çok parasý varmýþ ki, istese kasabanýn tamamýný satýn alabilirmiþ. Fakat çocuklarýna devamlý þöyle diyormuþ:- Þükürler olsun çok paramýz var. Yine de paramýza para katmalýyýz. Ne kadar çok kazanýrsak o kadar güçlü oluruz.Çocuklarýndan biri ise, babasýnýn bu düþüncesine katýlmýyormuþ. Devamlý:- Babacýðým, okumak gibisi var mýdýr? diyormuþ. Bak ne çok paramýz var. Ama bu parayla bilgi satýn alamayýz. Buna kimsenin de gücü yetmez. Neden okumayý kötü görüyorsun? Adam, çocuðunun bu sözlerini günlerce, gecelerce düþünmüþ durmuþ. Sabahlara kadar sayýklar olmuþ: 'Akýl okulu? Akýl okulu?' Bir sabah dayanamamýþ ve kararýný vermiþ:- Böyle olmayacak. Þu Akýl Okulu neymiþ gidip göreceðim.Adam yolculuk için hazýrlanmýþ. Atýna binmiþ ve yola koyulmuþ.
Günler geçmiþ. Geceler geçmiþ. Memleketinden ayrýlalý tam otuziki gün olmuþ. Günün birinde, yolda aðýr aðýr yürüyen bir ihtiyara rastlamýþ. Ýhtiyarýn gözleri görmüyormuþ. Adam bu ihtiyarýn haline acýmýþ. Yanýna yaklaþarak:- Ey yolcu, nereye gidiyorsun? diye sormuþ.Ýhtiyar da baþkente gitmek istediðini söylemiþ. Bunun üzerine adam atýndan inmiþ ve ihtiyarý atýna bindirmiþ:- Ben de baþkente gidiyorum. demiþ. Bir günlük yolum kaldý. Birlikte konuþa konuþa gideriz. Ýhtiyar atýn üzerinde, adam yaya yolculuklarýna devam etmiþler. Þehre vardýklarý zaman adam ihtiyara:- Ýþte baþkente geldik, demiþ. Burada inebilirsin. Fakat ihtiyar, adama þunlarý söylemiþ:- Madem bir iyilik yaptýn, bunun gerisini de getir. Beni þehrin meydanýna kadar götür. Ondan sonra var git nereye gideceksen.Adam hiç karþý çýkmamýþ ve tamam demiþ. Beþ-on dakika sonra þehrin meydanýna gelmiþler. Tam bu sýrada ihtiyar baðýrmaya baþlamýþ:- Ýmdat!.. Yardým edin. Bu adam atýmý çalmak istiyor. Bu garibana yardým elini uzatacak yok mu? Ýmdat!..Meydandaki insanlar koþa koþa gelmiþler onlarýn yanýna. Ýhtiyar kör olduðu için ona acýmýþlar ve adamý suçlamýþlar:- Utanmýyor musun bu yaþta hýrsýzlýk yapmaya! Hem de kör bir adamýn atýný çalmaya çalýþýyorsun. Adam haykýrýyormuþ:- Hayýr yalan söylüyor. Bu at benim. Onu yoldan ben aldým. Ýhtiyardýr, yorulmasýn, bir iyilik yapmýþ olayým, dedim. Bu at benim. Ben hayatýmda hýrsýzlýk yapmadým. O yalancýdýr.
Fakat gel gelelim insanlar adamý dinlememiþler. Atý, kör ihtiyarý ve adamý doðruca þehrin hakimine götürmüþler. Hakim önce kör ihtiyarý, sonra adamý dinlemiþ. Ardýndan da þöyle demiþ:- Bana bir baytar, bir nalbant, bir de saraç çaðýrýn. Hemen gelsinler. Bekliyoruz.Adam bu üç kiþinin neden çaðrýldýðýný bir türlü anlayamamýþ. Kimseye de soramamýþ. Mecburen çaðrýlanlarýn gelmesini beklemiþ. Kýsa bir zaman sonra da hep beraber gelmiþler. Hakim gelenleri tek tek huzuruna kabul etmiþ. Önce baytar alýnmýþ odaya. Hakim ona sormuþ:- Ata bak. Bu at hangi memlekete aittir? Baytar þöyle karþýlýk vermiþ:- Çok fazla incelemeye gerek yok. Bu at bu þehirden alýnmamýþ. Yitan yöresine ait bir attýr.Adam kendi memleketinin ismini duyunca hayretler içinde kalmýþ. Bu sefer de hakim nalbantý çaðýrmýþ ve ona:- Sen de bu atýn nerede nallandýðýna bak, demiþ. Nalbant biraz inceledikten sonra þunlarý söylemiþ:- Bu at burada nallanmamýþ. Yitan yöresinde atlar böyle nallanýr. Bizimkine benzemez.Adam yine þaþýrmýþ. Kendi kendine, 'Nasýlbilebilirler?' diye sorup duruyormuþ. Hakim son olarak saraca:- Bu atýn koþumlarýný incele, demiþ. Nasýl eyerlenmiþ? Saraç hiç beklemeden cevap vermiþ:- Efendim, ilk bakýþta bizim yöremize ait olmadýðý anlaþýlýyor. Yitan yöresinin koþum þeklidir.Hakim cevaplarý aldýktan sonra atýn sahibine dönerek:- Evet, sen doðru söylüyordun, demiþ. Bu at senin. Artýk atýný alýp gidebilirsin. Ýhtiyara da gereken ceza verilecektir. Hiç meraklanma. Fakat adam dayanamayarak hakime sormuþ:- Siz böyle bir þey yapmayý nasýl düþündünüz? Bu adamlar, bu atýn Yitan yöresine ait olduðunu nereden anladýlar? Lütfen bana söyler misiniz bütün bunlar nasýl olabiliyor?Hakim adamýn sorusuna gülerek cevap vermiþ:- Ben ve bu gördüðün herkes, bu þehirdeki Akýl Okulunu bitirdik. Her þeyi o okulda öðrendik. Orada doðrunun nerede ve nasýl bulunacaðý öðretilir.Adam böylece Akýl Okulunun ne anlama geldiðini yaþayarak öðrenmiþ. Heyecanla memleketi olan Yitan'a dönmüþ. Bütün olanlarý ailesine ve arkadaþlarýna anlatmýþ. Sonra da bütün çocuklarýný bu Akýl Okuluna göndermiþ. Anlamýþ ki, herkeste akýl var, ama onu kullanabilmek için eðitim gerekiyor.