Büyük bir bahçede, diðer çiçeklerle birlikte huzur içinde yaþayan, çok güzel ve mis kokulu bir menekþe varmýþ.
Bir sabah, çiðdem tanelerinin ýslattýðý baþýný yukarýya kaldýrýp bakmýþ, Çok uzun ve harika bir gülün, yanýnda sanki bir zümrüt lamba gibi yukarýya doðru süzüldüðünü görmüþ.
Mavi dudaklarýný açmýþ ve:" Ben ne kadar þanssýzým, Bunca çiçek arasýnda en zavallý durumda olan benim, Doða beni çok kýsa boylu ve zayýf yaratmýþ, Yere öylesine yakýným ki baþýmý kaldýrýp yukarýya bakamýyorum, Güller gibi yüzümü güneþe de çeviremiyorum, "demiþ.
Komþusunun bu sözlerini duyan gül gülmüþ ve demiþ ki: " Ne kadar garip konuþuyorsun?, Sen çok þanslýsýn, Ama farkýnda deðilsin, Doða seni harika bir koku ve güzellikle ödüllendirmiþ, Bunlarý pek çok çiçeðe vermemiþ, Þimdi deminki düþünceleri aklýndan çýkar ve elindeki deðerlere þükret, Unutma ki kendini küçümseyenler cezalandýrýlýr"
Menekþe yanýtlamýþ: "Sen, beni teselli etmeðe çalýþýyorsun, Çünkü benim özlem duyduðum þeylere sen sahipsin, Üzgün birinin kalbini okþamaya çalýþmak; þanslý biri için çok kolaydýr, Ama güçlü birininin zayýflar arasýnda bir öðüt verici gibi durmasý da çok acýmasýzcadýr"
Doða, menekþe ile gül arasýnda geçen bu konuþmayý duymuþ;yaklaþmýþ ve demiþ ki: "Sana neler oluyor sevgili kýzým, menekþe?Sen þimdiye dek çok tatlý ve mütevaziydin, Senin kalbine de aç gözlülük ve hýrs girip duygularýný incitti mi?"
Menekþe yalvaran bir sesle :" Oh! Yüce ve merhametli annem, senden tüm kalbimle rica ediyorum ; lütfen dualarýmý kabul et ve bir tek gün için gül olmama izin ver"
Doða yanýtlamýþ: "Ne istediðini bilmiyorsun, Bu, kör ihtirasýnýn arkasýnda ne gibi felaketler olacaðýnýn farkýnda deðilsin, Gül olunca çok üzüleceksin ama piþmanlýðýnýn bir faydasý olmayacak"
Doða tekrarlamýþ :"Sen, asi ve cahil menekþe, Senin istediðini yerine getireceðim, Ama baþýna bir felaket gelirse, asla bana þikayet etmeyeceksin, "
Sonra doða esrarengiz ve büyülü parmaðýný uzatarak menekþenin yapraklarýna dokunmuþ, Menekþe, hemen baþýný diðer çiçeklerin arasýnda dimdik tutan bir güle dönüþmüþ.
Akþam olduðunda, gökyüzü siyah bulutlarla kaplanmýþ, ve sessizliði korkunç gök gürültüleri bozmuþ, Ve bardaktan boþanýrcasýna yaðan yaðmur ve þiddetli rüzgar kýsa sürede bahçeyi esir almýþ, Fýrtýna, bitkilerin dallarýný kýrmýþ, köklerini topraktan sökmüþ ve uzun boylu olan tüm çiçeklerin gövdeleri parçalanmýþ, Sadece topraða çok yakýn olan kýsa boylu bitkiler hayatta kalabilmiþler, Bütün bahçe, rüzgarýn ve fýrtýnanýn gazabýna uðramýþtý, Tüm uzun ve büyük bitkiler yerde bitkin bir halde yatýyorlarmiþ, Sadece bahçe duvarýnýn dibinde küçük bir menekþe grubu hayatta kalabilmiþti.
Küçük bir menekþe baþýný kaldýrmiþ ve çevresinde diðer bitkilerin yaþamýþ olduklarý trajediyi gözden geçiririken þöyle demiþ:" Gördünüz mü?Fýrtýna o yaramaz çiçeklere ne yaptý?"
Derken bir baþkasý: "Evet, biz küçük ve topraða yakýnýz, Böylece gökyüzünün gazabýndan kurtulduk, "demiþ,
Bir baþkasý :"Boyumuz kýsa olduðu için fýrtýna bize ulaþamadý, "diye söze girmiþ.
Tam o sýrada menekþelerin kraliçesi, kýsa bir süre önce güle dönüþmüþ olan menekþeyi görmüþ, Zavallý, yerde çamurlarýn içinde muhabere alanýndaki sakatlanmýþ bir asker gibi yatýyormuþ, Kraliçe, onun yerde durmakta olan baþýný tutmuþ ve hafifçe kaldýrmýþ, Sonra diðer menekþelere dönerek: "Ýþte evlatlarým!Aç gözlülüðün ve ihtirasýn bir saatliðine bir güle dönüþmüþ olan menekþeye ne yaptýðýný gördünüz, Bu görüntü sizler için ibret olmalý, "demiþ.
Ölmek üzere olan gül, geriye kalan son gücünü de toplayarak çok sessiz bir þeklide: "Siz kanaatkar ve uysal aptallar, Ben fýrtýnadan hiç korkmadým, Dün, ben de sizler gibi halimden memnun, kanaatkar bir menekþeydim, Ama bu yetinme, benim varlýðýmla yaþamýn fýrtýnalarý arasýnda bir engeldi her zaman, Ben de þu anda sizin yaþadýðýnýz yaþamý sürdürüyor olabilecektim, Korku içinde topraða tutunmuþ olarak, Bütün menekþelerin yaptýðý gibi kýþýn geçmesini, karýn beni sarmalamasýný ve ölüme götürmesini bekleyecektim, Oysa ben, þimdi mutluyum çünkü bu küçük dünyadan çýkýp evrenin esrarlý dünyasýna geçtim, Ama bunu siz yapamadýnýz henüz, Ben aç gözlülüðe tepeden baktým, Evet aç gözlülüðün doðasý benden çok daha yüksekti ama gecenin sessizliðini dinlerken, bu dünyanýn da konuþmalarýný duydum, " Varlýðýn gerisindeki tutku var oluþumuzun gerekli amacýdýr, "diyordu Ýþte o anda ruhum baþ kaldýrdý ve yüreðim varlýðýmýn sýnýrlarýný zorlamaya baþladý, ve farkettim ki;uçurum, yýldýzlarýn þarkýsýný duyamaz ve iþte o an küçüklüðümle savaþmaya karar verdim ve içimdeki hasretin de yaratýcý bir isteðe dönüþmesine dek bu savaþ sürdü, Ve bizim o sonsuz düþlerimizin güçlü nesnesi olan Doða, benim isteklerimi kabul etti ve o sihirli parmaklarýyla beni bir güle dönüþtürdü.
Gül, bir süre sessiz kalmýþ, ve sonra giderek zayýflayan bir sesle; baþarý ve gurur dolu bir edayla: "Bir saat de olsa çok onurlu biðr gül gibi yaþadým, bir kraliçe gibi var oldum ve dünyaya bir gülün gözleriyle baktým, Yýldýzlý ve parlak gök yüzünün fýsýltýlarýný bir gülün kulaklarý ile iþittim ve o ýþýklarýn zerrlerine bir gülün dokunuþuyla dokundum, Aranýzda biyle bir þeyle onurlandýrýlýlmýþ olanýnýz var mý?"
Bunlarý söylediken sonra baþýný önüne eðmiþ, öksürür gibi bir sesle devam etmiþ:" Þimdi öleceðim, ama ruhum amacýna ulaþmýþ olacak, Dünyamý doðduðum o küçük delikten çok daha fazla geniþlettim, Bu yaþamýn desenidir, Ve bu varlýðýn sýrrýdýr, "
Sonra, gül titremiþ, taç yapraklarýný usulca kapatmýþ ve dudaklarýnda son derece mutlu bir gülümseyiþle son nefesini vermiþ, Bu gülüþ; bir zafer ve Tanrý'nýn ona verdiði tüm güzelliklerin gülüþüymüþ...