Giris Sayfan Yap
Favori Sayfan Yap
Tavsiye Et
   
Canli Tv Izle Kullanici Hesaplari Müzik Video Klip Sevgi Ask Eğlence msn Messenger Şifalı Bitkiler, Bitki Dünyası Ramazan Özel 1000 lerce Fıkra { Video } { Game-Oyun } Iletisim
Elence
 
Hikayeler
 
Yaþlý Çýnar Ve Zeytin Gözlü Çocuk
 Okunma  237
 Kýþ mevsiminin, etkisini yavaþ yavaþ kaybetmeye baþladýðý günlerdi. Baharýn geleceðini muþtulayan cemreler bekleniyordu. Sonunda cemre, hava ve topraktan sonra suya da düþtü. Hem de ateþ topu bir sýcaklýkla.... Su da hava gibi, toprak gibi ýsýnmaya, yaþam daha kolay, daha güzel yaþanýlýr olmaya baþladý. Cemre; havanýn güzelleþmesini, suyun ýsýnmasýný ve toprakta gizlenen tohumlarýn, kuru aðaç dallarýnýn, canlýlarýn uyanmasýna sebep oldu. Bir umut oldu canlý cansýz tüm varlýklara. Cemre topraða düþtükten sonra bahar geliverdi daðlara, ovalara, kýrlara, köylere, þehirlere. Ve ardýndan yüreklere. Önce kardelenler, nergisler kaldýrdý bükülmüþ boyunlarýný gökyüzüne, ardýndan frezyalar, kýr karanfilleri, kýrkkanatlýlar ve güller. Ýç gýdýklayan kokularýný etrafa yaydýlar, renk renk ýþýklarýný sulara aksettirdiler. Ýþte bu baharý soluyan, zeytin gözlü bir çocuk vardý uzaklarda. Zeytin gözlü çocuk gülümsüyordu karlar erirken. Bahar, onun da içini kýpýrdatmýþ, bir þeyleri yerlerinden oynatmýþtý. Kýpýr kýpýrdý içi. Daðlara doðru yürümeyi geçiriyordu içinden. Ve daðlardan ovalara doðru koþmayý. Fýrladý, bahar kokan sokaða. Baharýn gelmesiyle birlikte; kuþlarýn daha bir neþeli öttüðünü, daha bir neþeli uçtuðunu gördü gökyüzünde. Dereler daha bir sevinçle akýyor, coþkuyla esen rüzgar; dað doruklarýnda konaklayan karýn sularýný ovalara indiriyordu. Kalbi umut ve sevinçle çarptý o an. En soðuk sözler bile yumuþayýp inceldi, eridi yüreðinde. Sevdiklerini anýmsadý. Yaþlý çýnarý, dallarýnda yuva yapan ve sevinçle kanat çýrpan minik minik kuþlarý. Ulu çýnarýna gitmeliydi. Uçarcasýna yöneldi çýnarýna doðru. Koþtu, koþtu, koþtu. Ýlkbaharýn kokusunu ciðerlerine derin derin çekerek, yemyeþil çayýrlarda, çiçek desenli kýrlarda koþarak, çýnarýn yanýna geldi. Çýnarýn dibinde durdu. Kabaran soluðunu dinlendirdi önce. Sonra, gülen gözlerle sevgi ve dostluk kokan yaþlý çýnara baktý. Rüzgar daðlardan, ormanlardan kýrlardan topladýðý bütün çiçek kokularýný alýp buraya getirmiþti. Çýnar sýcacýk sevgisini, ulu bedenine tutsak etmiþti. Fakat, zeytin gözlü çocuðun dostluðunun, canevine dalga dalga dolduðunu hissediyordu. Zeytin gözlü çocuk da öyle... Çýnardan çocuða, çocuktan çýnara doðru akýp giden bir þeyler var gibiydi. O küçücük yüreðinde dað gibi kederini büyüten ve dallarýnýn altýna sýðýnýp gizli gizli aðlayan, hülyalarýna kara bulutlar düþüren çocuk o deðildi sanki. Çýnarýn yanýnda umutlu, mutlu görünüyordu. Þimdi sevinçliydi zeytin gözlü çocuk. Yüzü, gözleri gülüyordu. Bahar gülüyordu. Sular, daðlar, bütün dünya gülüyordu onunla ..Bir þarký vardý dudaklarýnda, sevinç ve neþe dolu. Her yer çýnlýyordu sesiyle. Bir yýldýzý vardý þimdi, gecelerini aydýnlatan bir yýldýz. Bir bulutu vardý þimdi, üstünden bembeyaz geçip giden. Kar gibi, tüy gibi, rüzgar gibi bir bulut. Bir sevgisi vardý þimdi, içinde çoðalan, hep içinde kalan, sýcacýk. Bir mevsimi vardý þimdi, gülümseyen, içinde bütün güzellikleri saklayan. Bir ümit, bir ses, bir ýþýk, bir heves gibi. Bir yeri vardý þimdi; ýssýz bir ada, bir dað, bir deniz kýyýsý gibi. Belki herkese uzak, amakalbine en yakýn yer. Ýþte o yer bu çýnarýn altýydý. Hemen her gün buraya gelir, acýlarýný unuturdu. Hayallerini burada kurar, içini bu çýnara dökerdi. Kimbilir aradan ne kadar zaman geçti... Bir gün düþüncelere daldý yaþlý çýnar. Çünkü içten içe bað kurduðu, her gün yolunu beklediði, kendisiyle konuþtuðu dert ortaðý, zeytin gözlü, tatlý sözlü arkadaþý gelmiyordu artýk. Þaþýrdý. Acaba neler olmuþtu? ''''''''''''''''''''''''''''''''Her gün gelirdi.'''''''''''''''''''''''''''''''' diye düþündü çýnar. Günler geçip gidiyor, zeytin gözlü çocuk gelmiyordu. "Belki hastalanmýþtýr. Ýyileþince gelir." diye avuttu kendini. Ama her dakika, yerini ümitsizliðe býrakan bir oyundu sanki. Günler usul usul geceye, geceler usul usul gündüze akýp gidiyordu. Ne zeytin gözlü çocuk vardý ortalarda, ne de kendisinden bir haber. Hala ne olduðunu düþünüyor ama , zeytin gözlü çocuðun neden gelmediðine bir türlü yanýt bulamýyordu. Birden durup sessizliði dinlemeye baþladý, ürperdi. Yalnýzlýðýn içine iþlediðini hissetti. Rüzgar dallarýný salladýkça inliyordu.''''''''''''''''''''''''''''''''Neredesin zeytin gözlü çocuk? Seni çok özledim, tatlý sözlerini de.'''''''''''''''''''''''''''''''' diye iç geçirdi."Hasta deðilsin ya! Ýstersen sana bir demet kýrmýzý karanfil yollarým." Diye fýsýldadý. Günler böylece geldi geçti. Geceler sabahlarý soluyarak uzaklaþtý yanýndan. Gündüzler gecelere býraktý yerini, geceler gündüzlere. Bir umutla zeytin gözlü çocuðun yolunu gözledi durdu. Ama o gelmiyordu. Umudu, her geçen gün biraz daha azalýyordu çýnarýn. Her gün bir sürü insan gelip geçiyor, çevresinde kuþlar kelebekler uçuþuyordu. Bir tek o gelmiyordu. Kýpýr kýpýr doðada yalnýzlýk çekiyor, o kalabalýkta yalnýzlýðý yaþýyordu. Kendini issiz bir çöldeymiþ gibi hissediyordu. Susuz, kimsesiz, aðacý, yeþili olmayan bozkýrda kavruluyor gibiydi. Oysa çevresi kuþlarla, aðaçlarla, yeþilliklerle doluydu. Tüm bunlara raðmen, içinde bulunduðu ortamda kendi baþýna kýmýltýsýz, mutsuz ve yalnýzdý. Bir gün etrafýndaki sessizliði dinlemeye baþladý, ürperdi. Bir ayak sesiydi beklediði, bir çift zeytin gözdü. Ama nafile! Damarlarýndaki kani donmuþ gibi, bütün dallarý yapraklarý fýrtýnaya tutulmuþçasýna titredi. Oysa her þey ayniydi. Güneþ, gökyüzü, kuþlar, rüzgar hep ayniydi. Eksik olan, sadece zeytin gözlü çocuktu. Aylar geçmesine raðmen, zeytin gözlü çocuk hala ortalarda yoktu, gelmiyordu. Umudunu neredeyse tamamen kaybediyordu.... ''''''''''''''''''''''''''''''''Umudumu kaybettim, umut her þeydir. Kýrgýnlýðým, kýzgýnlýðým o zeytin gözlü çocuða. Giderken yanýnda götürdü umudumu. Umudum benim yaþama nedenimdi, yaþama sevincimdi. Ben umutsuz nasýl yaþarým!'''''''''''''''''''''''''''''''' diye sitem etti içinden. Sonra sararmaya baþladý yapraklarý. Birer birer terkediyorlardý onu... Heybetli gövdesi üþümeye baþladý. Isýndýðý ateþler söndü, küllendi. Üþüdü üþüdü...Yollara baktý uzun uzun. Ne gelen vardý, ne giden... Bomboþ geldi her yer. Hiç bir þeyin anlamý kalmamýþtý. Titredi koca çýnar. Ürperdi yapraklarý tiril tiril. Savurdu kalan yapraklarýný. Yapraklarý dinmez gözyaþý oldu, döküldü. Derelere, issiz ovalara, kýrlara þehirlere doðru savrulup gitti... Neden sonra karlar yaðdý yaðdý, aylar sonra eridi. Kar sularý, bir yatak bulup, indiler ovaya doðru. Ardýndan leylekler döndü yuvalarýna, kýrlangýçlarla süslendi gökyüzü. Deniz dalgalandý. Toprak menekþeler armaðan etti çocuklara. Yýldýzlar kaydý, ayvalar sarardý. Zeytin gözlü çocuk yine gelmedi. Çocuklar büyüdü; kimi genç kýz oldu, kimi, yaðýz bir delikanlý. Erguvan dudaklý genç kýzlar beyaz duvaklara büründü. Evlerde her akþam lambalar yandý, lambalar söndü. Ay ýþýðý yeri göðü süslerken, sevgililer buluþtular gizlice, gür dallarýnýn altýnda. Saatlerce yan yana oturdular, birbirlerine sevgi dolu sözler fýsýldadýlar. Kah susarak, kah konuþarak sarýldýlar birbirlerine. Çýnar gördü tüm bu oldu bittileri, sevgi dolu fýsýltýlarý dinledi. Yýldýzlar ýþýklarýný gönderdi. Rüzgar yapraklarýný okþadý. Neye yarardý ki tüm bunlar! Zeytin gözlü çocuk gelmedikten sonra neye yarardý!. Yine umuda yöneltmiþti yüzünü daðlar. Havaya, suya ve topraða cemre düþeli epey olmuþtu. Zeytin gözlü çocuksuz gelen kaçýncý bahardý bu! Daðlarda kardelenler, ovalarda erik aðaçlarý, kýrlarda papatyalar bir sevinçle açýverdiler. Güneþ; bahçeler, çiçekler, börtü böcek isinsin, yer- gök, çocuklar þenlensin, bütün aðaçlar, bitkiler yeþersin diye, güneþ gün boyu dikildi tepelerinde. Herþey zamaný gelince görevini en iyi bir þekilde yerine getirdi. Ne yaðmur, ne rüzgar, ne güneþ, ne kar unutmadý çýnarý... Ama zeytin gözlü çocuk gelmedi. Bulutlar yere inip, kümelendi çýnarýn baþýnda. Sonra yaðmur olup, gözyaþý gibi damladý çýnarýn dallarýna, yapraklarýna. Ki, koca çýnar yeþersin diye. Topraðýn derinliklerine uzanan köklerine yaðmur sularý indirildi, beslensin diye. Bahar rüzgarý, dallarýna vurdu, çýnarý kýþ uykusundan uyandýrmak için. Olmadý! Hiç biri yeterli olmadý bu çabalarýn. Çýnar, yeþermedi. Çünkü eksik olan bir þey vardý. O da, zeytin gözlü çocuktu....Bir daha hiç bir bahar yeþermedi yaþlý çýnar. Damarlarýndaki can suyu çekildi. Uçlarýndan baþlayarak dallarý, gövdesi kurudu. Artýk kuru bir odun parçasýndan farksýzdý. Aradan çok uzun yýllar geçti. Bir gün koca bir adam geldi Hollanda'''''''''''''''' dan. Elinde bir demet kir papatyasý vardý. Geldi, kuru çýnarýn dibinde durdu. Zeytin gözleriyle baktý uzun uzun kuru çýnara. Çýnar hiç oralý olmadý. Hiçbir þey görmedi, duymadý, hissetmedi. Adam, baharda eylülü yaþayan kanadý kýrýk bir kuþ gibi çýrpýndý, kalbini hüzünle daðladý. Neler olmuþtu çýnarýna? Diriliðine, yeþiline, rüzgarda oynaþan yeþil yapraklarýna neler olmuþtu!...Hülyalarýna siyah bulutlar inmiþçesine aðladý, sarsýla sarsýla. Çýnarýn kuru gövdesine dayandý. Baþýný kaldýrýp, çýnarýn kurumuþ dallarýna baktý. Dalýndan kopan bir çiçek gibi neden kurumuþtu çýnarý?... Gözyaþlarýndan ýslanmýþ bir demet papatyayý çýnarýn dibine býraktý. Ýçi burkularak, yüreði titreyerek yaþlý çýnara fýsýldadý: '''''''''''''''''''''''''''''''' Seni çok seviyordum! Neden beni beklemedin? Neden?'''''''''''''''''''''''''''''''' ...Sonra, derinden bir ses duydu. Hüzünlü, aðlamaklý, yorgun, kýrýlgan bir ses. Bu, çýnarýn sesiydi. Yýllar önce, hemen her gün dinlediði tanýdýk bir sesti bu. Kulaðýný dayadý çýnarýn gövdesine. Yaþlý gözlerle dinledi, çýnarýn yakýnmalarýný: Yorgun ve yaþlý bir çýnarým Ben dallarý fýrtýnalarda kopmuþ yaslý ve yaþlý bir çýnarým binlerce acýnýn ortasýnda yorgun ve yalnýz alný gül iþlemeli günler getir bana ey çocuk hülyalý gülüþler gözlerinle görmek istiyorum sabahý dünyayý yüreðinle sarmak istiyorum umutlu ve þen ne zemheriler gördüm ben ne fýrtýnalar geçirdim çaðýnýn ýþýðýyla yak beni çaðýnýn ýþýðýyla sar, üþüyorum gövdemde kaç balta izi var kaç kan lekesi alnýmda nice ihanetler gördüm ben nice zulümler üþüyorum alný gül iþlemeli baharlar getir bana umudu sevda kokan sabahlar gözlerinle görmek istiyorum yarýnlarý dünyayý yüreðinle sarmak istiyorum pýnar seslerine kat baþak tanelerine koy arýt beni günahlarýmdan lekesiz bir sevgiyle geçilir ancak ýrmaklar kocaman bir yürekle ey çocuk beni yüreðinle sev, gözlerinle okþa býrakma ellerimi n''''''''''''''''olur Býrakma ellerimi.

Puan Ver
 Toplam Puan  0  Ortalama  0.00
Fkray Yazdr
kon Rehberi
Normal erik
Kfrl erik
Belalt erik
    BlueSash.NET 2001-2007