Orhan ogün çok yogundu, seçim kampanyalarý devam ediyordu.Aceleyle çevirdigi telefonda karþýsýna çýkan þarký gibi bir sesle karþýlaþýnca þaþýrdý. Özür dileyip kapattý. Ama o hoþ ses, aklýndan çýkmýyordu. Ertesi sabah erkenden o numarayý aradý. Evet karþýsýnda yine o tatlý ses vardý. Kendisini tanýttý, konuþmaya baþladýlar.Konuþtukça kýzdan daha da etkileniyordu. Günler geçti. Hergün onunla konuþuyordu, onun sesini duymadan güne baþlayamýyordu. Kýzgýn oldugunda sakinleþtiriyor, üzgünken neþelendiriyor, monoton günlerinde yeni heyecan aþýlýyordu. O soguk kýþ günleri bu sýcacýk sesle ýsýnmýþ ve bahar gelmiþti. Bu arada seçim kampanyalarý da çetin bir þekilde devam ediyordu. Bu arada aklýndan ve kalbinden çýkaramadýgý o kýzla evlenmeliyim diye düþünmeye baþladý. Bu, kampanyasý için de olumlu olurdu. Danýþmaný baþýnýn etini yiyordu; "Evlenirsen puanlarýn yükselir" diye...Þu ana kadar konuyu pek ciddi düþünmemiþti. Neden olmasýn dedi ve hýzla telefonu çevirdi. Hiç nefes almadan evlenmek istedigini söyledi, kampanyasýný anlattý, hayallerinden bahsetti.Onun coþkusu genç kýza da geçmiþti. Ama bir anda sessizleþti ve mýrýltýlý bir sesle "Henüz beni görmediniz ya begenmezseniz?" dedi. Orhan "Bu kadar güzel sesin ve kalbin sahibi çirkin olamaz herhalde" dedi. Bu arada eski neþesini ve coþkusunu kaybetmiþti. "O zaman yarýn buluþalým" dedi. Buluþacaklarý yeri konuþtular. Ertesi gün Orhan heyecanla buluþacaklarý yere geldi. Biraz sonra uzaktan yanýnda köpegi ile güzel bir kýz geliyordu. Acaba o mu diye düþündü. Ama parkýn o kýsmýndaki tek kiþi olmasýna ragmen ona bakmýyordu. Uzaklara çok uzaklara bakýyordu. Sanýrým o degil, dedi. Kýzýn gözlerinde güneþ gözlükleri vardý.Kýzýn gözlerinin ne renk oldugunu düþünmeden edemedi. KIz, Orhan ile telefondaki melegin buluþacagý havuzun yanýna kadar geldi. O da ne? Elinde bir beyaz baston vardý. Orhan þaþkýnlýkla ona bakakaldý. Bu o telefonlarda konuþtugu melegiydi. Ama o kördü. Ne yapmalýyým diye düþündü. Kaçýp gitmeli mi? Herþeye ragmen elini tutup konuþmalý ve onunla evlenmeli miydi? Orhan yutkundu ve birkaç adým atýp, kýzýn yanýndan geçip sessizce gitti. Parkýn dýþýna çýktýgýnda son birkez dönüp arkasýna baktý. Kýz hala uzaklara bakýyor, köpegiyle konuþuyor ve Orhan'ý bekliyordu. Orhan ,günlerce onu bekleyen kýzýn hayalini unuamadý. Sürekli dogruyu yaptýgýna kendini inandýrmaya çalýþýyordu. Bazen eli telefona gidiyor, "O gün iþim çýktý, gelemedim" diyip, herþeye yeniden baþlamayý düþünüyordu. Günler geçti ve seçimler sonuçlandý. Orhan seçimleri kaybetti. Yine avukatlýga devam etmeye baþladý. yeniyýl hazýrlýklarýnýn devam ettigi o öglen, sekreteri içeri girerek, davanýn 25 dk sonra olacagýný hatýrlattý. Hýzla hazýrlandý. Çantasýný alýp adliyeye gitti. yerine geçti oturdu. Önemli bir tecavüz davasý görülüyordu ve sanýgý Orhan savunacaktý, iþi zordu. Biraz sonra karþý taraf ve hakimde yerlerini almýþtý. Orhan, ilk tanýga sorusunu sordu. Moralinin bozulmamasý için karþý tarafýn avukatýna bakmamýþtý bile. ikinci tanýk ile ilgili notlarýna bakarken tanýdýk bir ses duydu.Karþý tarafýn avukatý konuþuyordu. Baþýný kaldýrdý daha bir dikkatle baktý. O sýrada saçlarýný topuz yapmýþ, menekþe gözlü, dudaklarý bir çizgi gibi kapalý avukatla gözgöze geldi. Ýþte o anda gözlerinde birden baþka bir görüntü canlandý. Bu, o parktaki kýz olabilir miydi...? Yoksa halisülasyonlar mý görmeye baþlamýþtý. 2 saat sonra dava bittiginde hiçbirþey hatýrlamýyordu. Yanýndan hýzla geçen avukatýn peþinden koþup bahçede yakaladý. Tam agzýný açýp konuþacaktý ki, o menekþe göze, ta gözbebeklerinin içine kadar sýmsýcak bir þeklide baktý. o çizgi halindeki dudaklar güller gibi açarak gülümsedi ve þarký gibi melodik bir ses duyuldu."Merhaba, ogün sana parkta þaka yapmak istemiþtim... Herþeye ragmen beni isteseydin cesurca yanýma gelip bana telefondaki melegim demiþ olsaydýn. Ya da, 1-2 saniye daha bekleyebilseydin... Oraya sana evet demek için gelmiþtim. Oysa sen, kendi kalbini sýnavdan geçirdin be baþarýsýz oldun. Bu arada, sürekli aradýgýn ya da, parktaki günden sonra hiç aramadýgýn telefon, ofisimdeki direk telefondu." dedi ve telefondaki melek yürüyüp gitti...