Birgün kasabamýzýn küçük patikasýndan yukarýya doðru týrmanýyordum. Yanýma solgun yüzlü, on-onbir yaþlarýnda küçük bir çocuk geldi ve bana:
_Abla, size birþey sormak istiyorum, izin verir misiniz?.. dedi... Ben de ona gülümseyerek:
_Tabi sorabilirsin!.. dedim. Gözleri bir anda pýrýl pýrýl oldu ve:
_Ben.., þeyy, cennete bir mektup göndermek istiyorum!.. Bana bunu nasýl yapabileceðimi söyleyecek kimsem yok.. Acaba siz bana yardýmcý olabilir misiniz?
Çok þaþýrmýþtým... Öyle ümit dolu, öyle yalvaran gözlerle bakýyordu ki...Ardýndan devam etti:
_Bana yardým ederseniz size anneme yazdýðým bu mektubu
okuyabilirim... Tabi eðer bunu isterseniz!..
Gözlerim dolmuþtu... Bir an duraksadým ve:
_Belki de sana yardým edebilirim küçük. dedim. Dudaklarýnda öyle bir gülümseme belirdi ki hala aklýmda...
_Çok teþekkür ederim, gerçekten çok teþekkür ederim... Emin olun size büyüdüðümde mutlaka bu iyiliðinizin karþýlýðýný ödeyeceðim...
_Hayýr küçük, benim için hiçbir þey yapmana gerek yok... Sadece annenin mezarýnýn nerede olduðunu söyle bana, bu yeterli!..
_Aaa, evet tabi kiii!.. Ama önce size mektubu okumak istiyorum.. Bunu istiyor musunuz?
_Sen bilirsin, bu özel bir þey olmalý...
_Evet çok özel ama size okumak istiyorum...
_Peki öyleyse.. dedim ve yürümeye baþladýk. Ardýndan da mektubu okumaya baþladý:
Hani, bir zaman bacaðýný kýrdýðým için, Çok kýzdýðýn küçük bir masam vardý... Onu tamir etmek için çok uðraþmýþtýn hani... Þimdi o kýrýk masa benim tek arkadaþým... Þimdi aðlamakla geçiriyorum günlerimi O kýrýk masanýn baþýnda... Bir de pencerem var tabi... Aa, o da ne penceremin önüne Küçük, küçücük, zavallý bir güvercin kondu... Kim bilir kime ait... Kim bilir annesi nerden... Ben de ona benziyorum bir parça... Onun gibi zavallý, yapayalnýz... Ama bu güvercin bence bir þeyleri iþaret ediyor Yoksa, yoksa bahar mý geliyor!.. Aman Allah ým... Yoksa, kýþýn o soðuk o karanlýk günleri bitiyor mu?.. Lütfen, lütfen izin ver bana.. Bir kaç dakika dýþarýya çýkayým... Evet, evet bu masadan kalkmalý ve.. Ve dýþarýya çýkmalýyým...
Þimdi geldim anneciðim.. Seni beklettiðim, Birkaç dakika da olsa mektubu geciktirdiðim için Çok özür dilerim!.. Bu birkaç dakikada ne çok þey gördüm bir bilsen... Bir bilsen anneciðim, O kuþ cývýltýlarý, O yumuþacýk güneþ ýþýnlarý Ve hiçbir zaman bana arkadaþlýk etmemiþ olan Hayalimdeki sevgili arkadaþlarýmýn kahkahalarý ile, Sen gittiðinden beri Benden nefret eden babamýn bakýþlarý, O kadar farklý ki birbirinden.. Hayat bu mu anneciðim.. Hayat baharda kýþ yaþamak mý her zaman... Hani, bana kardeþlik, mutluluk hikayeleri anlatýrdýn, Hani hep bahardan, onun güzelliklerinden bahsederdin!... Çiçeklerden... Yemyeþil çimenlerden Ve onlarýn üzerinde zýp zýp zýplayan Bembeyaz tüylü keçilerden... Sen gittiðinden beri Bunlarý anlatan kimse yok bana... Aslýnda kimsenin, Anlatacaðý hiçbir þey yok!... Halbuki benim o kadar çok var ki!... Ama kime, nasýl anlatýrým?.. Nasýl paylaþýrým þu küçücük kalbime sýðmayan Kocaman sevgiyi... Nasýl paylaþýrým senin sevgini... Hem, kim dinler kii beni... Kim umursar... Þimdi yanýmda olsaydýn Ki herhalde yanýmdasýndýr! Herhalde bu güzel bahar gününde Benim bu karanlýk odada Bu kýrýk masanýn baþýnda Yalnýz baþýma oturmama Asla izin vermez "Hadi birlikte dolaþmaya çýkalým" derdin Ben sevinçle boynuna sarýlýr Öpücüklere boðardým seni... Sonra birlikte küçük tepemize týrmanýr, Orada ýslak çimenlerin üstüne otururduk.. Baþýmýzý gökyüzüne kaldýrýr O sonsuz maviliði seyre dalardýk... Senin dizine koyardým baþýmý sonra... Ama sen yoksun kii... Belki birlikte en mutlu olacaðýmýz zamanlarda Beni býrakýp gittin.. Yoksa orada burda olduðundan daha fazla mý mutlusun?.. Orda bahar geldi mi bilmem ama... Burda bahar geldi... Kimi canlýlar yaþamýna baþladý yeniden, Rengarenk çiçekler açtý, Tabiat hayata döndü anneciðim, Kýþ günlerinin bitiþi Yeniden hayata döndürdü onlarý.. Sen kýþýn bittiðinin farkýnda deðil misin yoksa? Kýþ bitti anneciðim, Sen niye hala hayata dönmüyorsun?.. Orda mevsim hep bahar mý yoksa... Kýþ geldiðinde burda solacaðýndan mý korkuyorsun?.. Yoksa, yoksa býktýn mý bahardan?.. Yoksa orda hiç mi bahar gelmiyor?.. Özledin mi?.. Öyleyse buraya gel... Yeniden mutlu olalým... Seninle birlikte hayata yeniden baþlayalým.. Korkuyor musun yoksa?.. Orda bahar geldi mi bilmem ama... Burda çoktan geldi ve SENÝ BEKLÝYOR!...
Mektubu bitirdiðinde annesinin mezarýna ulaþmýþtýk. Gözlerimdeki yaþlarý göstermemek için arkamý döndüm. Aðladýðýmý anlamýþ olacak ki:
_Özür dilerim, böyle olacaðýný bilseydim okumazdým. Sizi üzdüðüm için affedin beni...
_Ben önemli deðilim küçük, þimdi bunun hiç önemi yok!..
Ve devam ettik yürümeye... Annesini isminin yazýlý olduðu mezar taþýný gördüðünde, hýçkýrýklara boðuldu... O güne kadar hiç böyle içten aðlayan birini görmemiþtim.. Onun bu halini gördüðümde ben de dayanamadým ve aðlamaya baþladým... Sonra onu annesiyle baþ baþa býraktým.. Aðlamayý býrakmýþ, gözlerini hiç ayýrmadan mezar taþýný izlemeye koyulmuþtu... Her tarafta bir ölüm sessizliði vardý. Sanki az önce cývýl cývýl olan doða birden bire sus pus olmuþtu.. Birazdan elindeki yeþil zarfý topraðýn üzerine býraktý ve yanýma geldi... Gülümsemeye çalýþarak:
_Mutlu olmalýsýn, sen cennete mektup gönderen ilk insansýn!.. dedim. O da gülümsemeye çalýþarak:
_Ýsterseniz bu oyuna devam etmeyelim.. dedi.. Çok þaþýrdým ve:
_Nasýl yani, ne demek istiyorsun sen küçük? dedim.
_Cennete asla mektup gönderilemeyeceðini biliyorum aslýnda ben.......
O an þoka uðradým, yere eðildim ve çocuða sýkýca sarýldým... Sonra elinden tuttum ve geldiðimiz yoldan ikimiz de tek kelime konuþmadan geri döndük.. O günden sonra bir kaç kez daha karþýlaþtým çocukla ama ikimiz de nedense hep yere baktýk ve hiç konuþmadýk..
Bir ay sonra çocuðun yaðmurda fazlaca ýslanýp zatürree olduðunu öðrendim. Evlerini buldum ama gittiðimde onu son kez görebilmek için çok geç kalmýþtým.. Çocuðun o günkü gözyaþlarý geldi aklýma ve onun için sevindim. Çünkü þimdi bir zaman mektup gönderdiði cennette, annesiyle birlikte.. Mevsim de BAHAR!..