Ege' de bir efsane vardýr; " Hilal' in gözüktüðü ilk gece, yýldýzlarýn altýnda denize dileðinizi iletirseniz, deniz size mutlaka geri döner ve dileðinizi yerine getirir... "
Gülay, iskelenin ucuna doðru yürümeye baþladý. Güneþ, batmaya hazýrlanýyordu ve deniz oldukça dalgalýydý. Dalgalar zaman zaman iskeleyi aþýp, ayak bileklerini ýslatýyordu. Yavaþ ve donuk gözlerle, iskelenin ucuna kadar yürüdü ve durdu. Yavaþ hareketlerle oturarak ayaklarýný denize býraktý. Bacaklarý ýslanýyor, arada bir gelen dalgalarla da baldýrlarýna kadar ýslanýyordu. Gözlerini kýsarak ufuða baktý. Turuncu ve kýrmýzýnýn karýþýmýndan oluþan karýþým, hafif hafif karanlýk maviye karýþýyor ve bulutlarýn arasýndan karþýdaki adalar gözüküyordu. Gökyüzünde bulutlar simetrik bir þekilde duruyorlar ve çok hafif bir þekilde ilerliyorlardý.
Gülay bir Ýstanbul çocuðuydu. Genç yaþta aþýk olmuþ, okuduðu üniversiteyi sevdiði adamla evlenmek için býrakmýþtý. Çok kýsa bir zamanda hazýrlýklarýný tamamlamýþlar ve sade bir düðünle evlenmiþlerdi. Evliliklerinde, kimsenin çözemediði bir mutluluk sýrrý vardý. Onlar hiç tartýþmaz, kavga etmez ve daima iyi geçinirlerdi. Herkes bunu kötüye yorsa bile, onlar böylesine mutlu ve huzurlu iki sene geçirmiþler, ikibin sene daha geçirmeye yetecek kadar da yanlarýnda sevgi biriktirmiþlerdi. Mutluluk sýrlarý eþinin trafik kazasýnda hayatýný kaybetmesiyle son buldu. Gülay, adeta yýkýlmýþ ve erimiþti. Kazadan aylar sonra bile halen eþinin eve döneceðini düþünür, her akþam onu karþýlamak için en güzel kýyafetlerini giyerdi. Gece olduðu halde halen eþi eve gelmeyince, sinir krizleri geçirir, aðlayarak sabahý bulurdu. Ailesi bir süre sonra Gülay' ý yanýna almýþtý. Daha sonralarý iyice içine kapanan genç kadýn, zamanla insanlarla konuþmayý bile býrakmýþ ve sadece dalgýn dalgýn düþünür olmuþtu. Böyle zor geçen 1 senenin ardýndan Gülay psikolojik tedavi görmeye baþlamýþ ve ilaçlarla yaþamaya alýþmýþtý. Ýlaçlar onu bol bol uyutuyordu. Uyandýðý zamanlarda karnýný doyuruyor, eþine mektuplar yazýyor ve akþamlarý erken saatlerde tekrar uykuya dalýyordu. Bir süre sonra uyku ilaçlarýnýn müptelasý olan genç kadýn, doktor tavsiyesiyle, ailesi ile birlikte Çanakkale' ye taþýndý. Evleri Çanakkale yolu üzerinde bir köyün biraz uzaðýndaydý. Evlerinin hemen arkasýnda yükselen yüksek daðlar aðaçlarla kaplýydý. Evlerinin hemen önünde ufak bir bahçeleri ve deniz balkonlarý vardý. Bahçenin önünde taþlýkla kaplý bir sahil ve hemen ilerisinde deniz vardý. Gülay denize girmeyi çok sevmesine raðmen, buraya taþýndýklarýndan beri hiç denize girmemiþti. Gündüzleri bahçedeki çiçekler ve aðaçlar ile uðraþýyor, ailesinin sohbetlerini dinliyor ve akþamlarý deniz balkonlarýnda eþine mektuplar yazýyordu.
Ayaklarýna gelen suyun soðukluðu ile irkildi. Hava iyice kararmaya yüz tutmuþ ve az önceki o güzel renk karýþýmý, yerini sise býrakmýþtý. Deniz biraz daha durgunlaþmýþ ve dalgalar yerini ufak çýrpýntýlara býrakmýþtý. Burada her insan mutluluðu tadabilirdi çünkü doðanýn güzelliklerini her saat görebilirdiniz. Sabahlarý adeta bir havuz gibi sakin olan denizde yürüyerek bile balýklarý seyredebilir, akþamlarý çýkan rüzgarlar ile ruhunuzun en derinliklerinde yolculuklara çýkabilirdiniz. Fakat bunlar genç kadýný mutlu etmeye yetmiyordu. O, eþinin ölümüyle birlikte sanki bir yarýsýnýda kaybetmiþti. Gördüðü her güzelliði ve tadýna baktýðý her mutluluðu onunla paylaþmadýðý sürece, ne anlamý vardý bu güzelliklerin ? Ýçi her zamanki gibi, kara bulutlarla kaplanmýþtý. Ufukta görebildiði son noktayý seçmeye çalýþýyor ve amansýz bir þekilde içinin yandýðýný hissediyordu. Bu acýmasýz olay neden onun baþýna gelmiþti ? Devamlý mutluluðunun neden ve kimin tarafýndan kýskanýlýp, yok edildiðini düþünüyor fakat bir türlü düþüncelerini bir yere baðlayamýyordu. Eþini her düþünüþünde, ona bir daha dokunamayacaðýný, bir daha öpemeyeceðini ve bir daha asla onun kokusunu koklayamayacaðýný farkediyor ve bu düþünce yüreðini sýkýyordu. Kurtulmak için çýrpýnsa bile kurtulamýyor, çevresinde ki herþeyin bir çaresizlik çemberiyle sarýldýðýný hissediyordu. Her gece uyurken, rüyasýnda eþi ile buluþacaðýný düþünüyor ve bu düþünce onun karanlýklarýnda, sýcak ve parlak bir ýþýk oluþturuyordu. Bu ümitle uykuya dalýyor, fakat bir türlü eþini rüyasýnda göremiyordu.
Rüyasýnda onu görebilmek için bir çok yol denemiþ fakat hiç birinde baþarýlý olamamýþtý. Bu onu gitgide dahada ruhunun derinliklerine götürüyor, saatlerce boþ boþ düþünmekten baþka birþey yapmýyordu. Ailesi bu duruma çok fazla üzülüyor, biricik kýzlarýnýn tekrar eski haline gelmesi için ellerinden geleni yapýyorlardý. Lakin hiç biri genç kadýnýn yüzünü güldürmüyordu, o sanki intihar etmeyi gururuna yediremediðinden dolayý sadece yaþamýný sürdüren biri haline gelmiþti. Bu durumdan nasýl ve ne zaman çýkacaðýný hiç kimse bilmiyor fakat bunun böyle sürüp gidemeyeceðini tahmin ediyorlardý. Buraya geldiklerinden beri ilaçlarýný da kullanmýyordu. Ailesi, onu ilaç kullandýðý zamanlardan daha iyi görüyordu. Çünkü kýzlarý ilaç kullanýrken devamlý uyuyor, söylenen hiç birþeyi anlamýyor ve daima hasta gibi oluyordu. Oysa þimdi, sabah erken kalkýyor, bahçeyle uðraþýyor, deniz kenarýnda oturuyor ve alýþagelmiþ mektuplarýný yazýyordu. Onlar için bu bile, oldukça iyi bir geliþmeydi.
Gülay iskeleden kalktý ve eve doðru yürümeye baþladý. Sahilde ki taþlardan dolayý düzgün yürüyemiyor ve yalpalýyordu. Çocukluðundan beri buraya gelip gittiklerinden, denize dair olan tüm hikayeleri bilirdi. Yarýn ay hilal þeklini alacaktý ve genç kadýn bir dilek dileyecekti. Eve ulaþtýðýnda akþam yemeði hazýrlanmýþtý. Sessiz bir þekilde yemeðini yedi ve odasýna çekildi. Yarýn için içi umutla dolmuþtu. Kimbilir belki gerçekten deniz ona geri döner ve isteðini yerine getirirdi. Bu düþüncelerin verdiði garip bir huzurla uykuya daldý.
Sabah uyandýðýnda henüz güneþ yeni doðuyordu. Uzun zamandýr yaptýðý gevþek hareketlerin tersine, büyük bir çeviklikle yataðýndan sýçradý. Üzerini deðiþtirip yataðýný ve odasýný topladý. Kahvaltýsýný yaptýktan sonra her zamanki gibi bahçedeki çiçeklerle ilgilenmeye baþladý. Çiçeklerin hepsi bugün daha bir canlýydýlar. Gülümsemeyi unutan yüzü ile onlara gülümsedi ve her biriyle tek tek ilgilenmeye baþladý. Diplerini temizliyor, sularýný veriyor ve hepsine birer öpücük konduruyordu. Gülay' ý balkondan izleyen annesi ve babasý birbirlerine sarýldýlar. Onu böyle görmek onlarý çok mutlu etmiþti. Akþama doðru genç kadýn deniz balkonuna gitti ve büyük bir titizlikle kaðýdý önüne yerleþtirip, kalemini çantasýndan çýkardý. Yazacaðý her kelimeyi özenle seçmeliydi. Düþüncelerini netleþtirdi ve yazýsýna baþladý ;
" Sevgili Deniz,
Bilirsin, çocukluðumdan beri devamlý seninleyim. Tatil için geldiðimiz zamanlarda saatlerce seninle dans eder, Ýstanbul' a döndüðümüzde devamlý seni izlerdim. Sen kimi zaman durgun, kimi zaman neþeli olurdun. Hep bunu çözmeye çalýþtým ve artýk çözdüðümü sanýyorum. Sanýrým sen aya aþýksýn deniz. Ne zaman ay çýksa, onun ýþýklarýný alýp, binlerce yakutmuþ gibi yansýtýyorsun. Rüzgar ile konuþuyor, kýyý ile oyunlar oynuyorsun. Akþamlarý kimseye içini göstermiyor, adeta içine bakmaya çalýþan olursa, sendeki aþký göreceklermiþ gibi kendini saklýyorsun. Fakat sabahlarý ayýn yerini güneþe býrakmasýyla birlikte durgunlaþýyor, kendini unutuyorsun. Akþama kadar böyle zaman geçirip, akþam kendini aya hazýrlýyorsun. Kimi zamanlar rüzgar þiddetleniyor ve bulutlar ayý kapatýyor. Böyle zamanlarda, sevdiðini göremediðin için oldukça sinirleniyor ve içinde ne bulursan darmadaðýn ediyorsun. Ben senin öfkeni kýyýlara vurduðun tekmelerden bile anlýyorum denizim. Ýnan bana, belki de seni benden iyi anlayacak kimse yoktur...
Söyle bana denizim, bir gün ayýn hiç bir zaman doðmayacaðýný anlasan ne yapardýn ? Bir daha hiç yakamozlar oluþturamayacaðýný, onunla olan sevginizin içinde olmasýna raðmen onu asla göremeyeceðini bilsen ne düþünür, ne hissederdin ? Eminim ki öfkeyle buralarý yýkardýn ve bir daha hiç yüzün gülmezdi. Ýþte sevdiðini kaybetmek böyle birþey denizim. Sen ayýný asla kaybetmeyeceksin ama ben güneþimi kaybettim. Onu her düþündüðümde içim aðlýyor, yaþam duruyor. Hiç bir þey yapmak istemiyorum. Bedenimi yýrtmak ve gökyüzüne yükselmek, her neredeyse onu bulmak istiyorum. Lakin hiç bir þekilde onu tekrar göremiyor ve ona tekrar sarýlamýyorum. Anlattýklarýmý her gün az çok gözlerimden anladýðýný farzediyorum. Bu yüzden sana yazmaya ve senden yardým istemeye karar verdim denizim. Hilal' in göründüðü ve senin en sevinçli olduðun bugün senden bir dileðim olacak. Beni sevdiðime kavuþtur denizim. Bir defalýðýna bile olsa onu görmek istiyorum. Beni aydýnlatan, neþemi yerine getiren ve zamanla hayatýmýn anlamý olmuþ o gülümseyiþini görmek istiyorum. Artýk buralarda daha fazla onsuz kalmak istemiyorum. Ne olur denizim, beni onunla buluþtur. Onu görmeme ve bir defacýk dahi olsa sarýlmama aracý ol. Beni anlayacaðýný umud ediyor ve bana dileðim ile ilgili geri dönmeni bekliyorum.. "
Gülay, mektubunu dikkatle katladý ve göðsüne yerleþtirdi. Akþam yemeðini yedikten sonra iskeleye çýkarak bir süre karanlýkta hiç bir ýþýðýn meydana getiremeyeceði o güzel yakamozu izledi. Ardýndan yaþlý gözlerle dileðini denize býraktý ve gözlerini kapattý. Sanki deniz dileðini hemen yerine getirecek gibi hissediyordu. Sanki gözlerini açsa, sevdiðini karþýsýnda görecek ve bu doðaüstü olaya deniz neden olacaktý. Yavaþça gözlerini açtý ama sevdiðini göremedi. Gözlerinden bir kaç damla yaþ, denize damladý. Genç kadýn büyük bir hüzünle yürüyerek evine gitti ve kimsenin yüzüne dahi bakmadan odasýna kapandý. Aðladý, aðladý, aðladý.. Hayat, yaþanýlabilecek bir olgu olmaktan çýkmýþ ve adeta bir çileye dönüþmüþtü. Buna daha fazla sabredemiyordu. Fakat aksi yöndede yapabilecek hiç birþeyi yoktu. Kalbi daralýyor ve nefes almasý zorlaþýyordu. Derin derin nefes alarak kendine gelmeye çalýþtý fakat her nefes alýþýnda göðsü sýzlýyor adeta nefes alýrken bedeni yýrtýnýyordu. Hýrýltýlar çýkarmaya baþladý. Hýzlý hýzlý öksürdüve bir süre sonra kendine geldi. Oldukça halsiz kalmýþtý, yataðýna uzandý gözlerini kapattý.
Gece uykusunda bir rüzgar hissetti. Galiba balkon kapýsýný açýk unutmuþtu. Ama kalkýp kapatabilecek hali de yoktu. Rüzgar ayaklarýndan beline doðru ilerledi ve göðsünden baþýna kadar inanýlmaz bir yumuþaklýkla esip gitti. Gülay, rüzgar ile birlikte muhteþem bir huzur duygusuna sarýnmýþtý. Gözlerini açtý. Gördüklerine inanamayýp, gözlerini tekrar kapatýp açtý. Denizin ortasýndaydý. Sahilden bir hayli uzakta olmasýna raðmen evlerini zar zor görebiliyordu. Denizde yürüyebiliyor ve koþabiliyordu. Büyük bir sevinçle ordan oraya koþup durdu, kendince rüyasýnýn tadýný çýkartýyordu. " Gülay... " Duyduðu sesle irkildi. Ses tam arkasýndan geliyordu ve yýllardýr hasret kaldýðý bir sesti. Hýzla arkasýný döndü. Kocasý yüzünde o bilindik gülümsemesiyle kendisine bakýyordu. Hiç birþey diyemeden, hasretle kocasýna sarýldý. Ýþte dileði gerçek olmuþtu, onca zamandýr baþaramadýðý þeyi deniz baþarmýþtý. Kocasýnýn kollarýndan ayrýlmadan tüm gücüyle onu sýktý. Kokusunu öylesine özlemiþti ki, yýllarca böyle durabilirdi. " Ah seniöyle özledim, öyle bekledim ki.. " Eþi yanýt vermeden onun yüzüne baktý. Gözlerinde hafif bir keder vardý. Genç kadýn, gayet iyi tanýdýðý kocasýnýn yüzündeki gülümsemesinin ardýna saklanmýþ, gözlerindeki kederi hemen farketmiþ ve onunda yýllardýr kendisini özlediðini düþünmüþtü. Onu görmenin verdiði sevinçle hiç birþey düþünemiyordu. Kocasýna tekrar sarýldý, onu tekrar kokladý. Hiç uyanmak istemiyor, kalan tüm yaþamý boyunca bu rüyanýn devam etmesini istiyordu. Yýllarýn verdiði özlem ve hasretle saatlerce konuþtular. Birbirlerini ne kadar özlediklerini, birisinin olmadýðý yaþamda diðerinin eksikliðinin nasýl hissedildiðini anlatýp durdular. Her ikiside heyecanlý ve sevinçliydi. Bir o kadarda hüzünlüydüler. Genç kadýn güneþ ufuktan yavaþ yavaþ doðarken, gözlerini bakmaya doyamadýðý kocasýndan alarak denize çevirdi ve aðlamaya baþladý. Kocasý " Aðlama.. " dedi. Aðlamamasý imkansýzdý, birazdan uyanacak ve bu güzel gece sona erecekti. Bir ay boyunca yine kocasýna hasret kalacaktý. Ona hýzlý hýzlý yine mektup yazacaðýný, hiç durmayacaðýný, her ay hilali sabýrsýzlýkla bekleyeceðini söyledi. Kocasý elleriyle karýsýnýn aðzýný kapattý. Gözlerinde garip bir bakýþ vardý. Gülay' ý öptü. " Gitme desem de, gideceksin, fakat döneceðinde unutma, burada seni bekliyor olacaðým.. " dedi. Güneþ doðmuþtu, gülay artýk uyanmasý gerektiðini ve uyanmazsa ailesinin endiþeleneceðinden, onu zorla uyandýracaklarýndan, bu güzel rüyanýn sarsýntýlarla bitmesini istemediðinden bahsetti. Ona son defa sarýlarak, denizin üzerinden yürümeye baþladý. Evine doðru yaklaþtýkça yüreði sýzlýyordu. Ara ara arkasýna bakýyor ve kocasýnýn orada beklediðini görmek içine tarifi imkansýz bir huzur veriyordu. Gözyaþlarý içerisinde sahile çýktý ve evlerinin önündeki kalabalýðý farketti. Biraz daha yaklaþýnca, kulaklarý annesinin feryatlarýyla çýnladý..