Osman efendi, bir sabah müthiþ baþagrýsýyla uyanýr. Ýlaç aldýgý halde geçmez. Bir-iki gün bekler, agrý devam edince doktor çagýrýr. Doktor muayene eder, agrý kesiciler verir, gider. Lakin, Osman Efendi'nin baþagrýsý azalacagý yerde artmaya baþlar. Baþka doktorlar çagrýlýr. Osman Efendi, Uþak'ýn ileri gelenlerindendir, agrýyý kesebilene servet vaat eder. Doktorlarýn hiç biri agrýyý durduramadýgý gibi, sebebini de bulamazlar. Uþak halký, birbirine karýþýr, baþagrýsýndan geceleri uyuyamayan Osman Efendi'yi, Ýstanbul'a karar verirler. Ýstanbul'da eniyi doktorlar seferber olurlar. Röntgenler, beyin tomografileri çekilir, testler yapýlýr... Görünüþe bakýlýrsa, Osman Efendi turp gibidir. Oysa, dayanmasý gittikçe zorlaþan baþagrýsý ve gözyaþlarý, hayatýný çekilmez hale getirmiþtir. Osman Efendi bu defa da apar topar yurtdýþýna götürülür. Haftalarca hastanede kalýr, onlarca profesör tarafýndan konsültasyon ve testler yapýlýr. Fakat yine bir teþhis konulamaz. Artýk yerinde kalkamayan Osman Efendi'ye agrý kesici igneler verilir ve son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir. Osman Efendi bitkin, ailesi periþandýr. ''Kader'' denilir, Uþak'a dönülür... Osman Efendi, yayla evinde bir odaya yatýrýlýr ve agrý kesici ignelerle ölümü beklemeye baþlar. Birgün hastanýn keyfi yerine gelsin diye, Osman Efendi'nin eski berberi olan Berber Mehmet çagrýlýr. Berber yerinden kalkamayan Osman Efendi'yi traþ ederken adamcagýz derdini anlatýr ve ''ölümü bekledigini'' söyler. Berber Mehmet, bir an düþünür. ''Bey'im...'' der, ''Sakýn sizin burnunuz da kýl dönmüþ olmasýn?''. Bir bakar;''Hah, iþte...'' der, ''Kýl dönmüþ...'' Osman Efendi'nin þaþkýn bakýþlarýna aldýrmaksýzýn, çantasýndan cýmbýzý kaptýgý gibi kýlý çeker. Ev halký Osman Efendi'nin köyü ayaga kaldýran çýglýgýyla, odaya koþar. Berber Mehmet, Osman Efendi'nin elinden zor alýnýr ve cýmbýzýn ucunda tuttugu yirmi santimlik kýlla kapý dýþarý edilir. Osman Efendi'nin kanayan burnuna, pansuman yapýlýr, kolonyalar koklatýlýr ve yaþlý adam tekrar yataga yatýrýlýr. Ertesi sabah Osman Efendi aylardan sonra ilk defa, rahat bir uykudan uyanýr. Gözlerinin yaþarmasý geçmiþtir. Baþagrýsýndan ise eser kalmamýþtýr. Dönen kýlýn, sinire yürüyüp gittikçe uzayarak dayanýlmaz ýzdýraplara yol açtýgýný, doktorlar ancak o zaman keþfeder. Çözümün bu kadar basit olabilecegi kimsenin aklýna gelmemiþtir. Sapasaglam ayaga kalkan Osman Efendi, berber Mehmet'i yanýna çagýrýr ve ona bir servet bagýþlar.
Þimdi bu gerçek hikayeden çýkarýlacak dersler;
1. Mehmet Efendiler'in fikirleri var, dinlemek gerek. 2. Bazen büyük sorunlarýn çok basit çözümleri olur.