Adamý, vergi dairesine çaðýrmýþlar.. Yanýnda bütün defterlerini ve hesaplarýný da getirmesini istemiþler.. Adam korku içinde, mali danýþmanýna gitmiþ.. Sormuþ: - Vergi dairesine giderken nasýl giyineyim?. Ne tür bir izlenim býrakýrsam, bana daha az vergi cezasý keserler? Mali danýþman öðüt vermiþ: - En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler.. Adam güvenemeyip, bir de avukatýna danýþmýþ.. Avukat, mali müþavirin tam tersi bir öðüt vermiþ: - En yeni, en pahalý elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler.. Adamý bu öðütler tatmin etmemiþ.. Aklýna güvendiði, filozof bir arkadaþýna ayný soruyu sormuþ.. Bu akýllý arkadaþ bir hikaye anlatmýþ.. Þöyle demiþ: - Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiðini bir arkadaþýna sorar.. O da, gýrtlaða kadar kapalý, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder.. Bir baþka arkadaþý ise, dekolte, þeffaf bir gecelik giymesini söyler.. Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaþýndan öðüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar: - Zifaf gecesi ne giyeceðini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceðini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki? Adamýn akýllý arkadaþý gülerek, izah eder: - Ne giyersen giy, baþýna gelecek þey aynýdýr..
|