Afrika'nýn bir kabilesine bir misyoner yerleþmiþ.
Gel zaman git zaman, iþler iyi gidiyor; misyoner herkesle ahbap ama bir gün kabilenin kýzlarýndan biri sarýþýn bir bebek doðurunca, ortalýk karýþmýþ biraz.
Reis misyonere, "gel bakalým" demiþ þöyle biraz dolaþalým; çýkmýþlar tepelere doðru.
Reis "söyle bakalým" demiþ "bu iþ nasýl oldu"
Misyoner, hýk demiþ gýk demiþ, nasýl izah edecek, bir de bakmýþ ki, ovadaki bembeyaz koyunlarýn içinde bir tane siyah kuzu var.
Hemen, Darwin'nin teorisini anlatýp paçayý sýyýrmayý hesaplamýþ
"Bak Reis" demiþ "onca beyaz koyunun arasýnda, bir tane siyah kuzu var"
Reis þöyle bir durmuþ, düþünmüþ, sakalýný okþamýþ ve demiþ ki " Tamam, ben unutacak beyaz çocuk ama sen de unutacak, siyah kuzu"
|