Isfahanlý, Þirazlý ve Kaþanlý birlikte seyahat ediyorlardý ama ceplerinde metelik yoktu. Acýkýnca bir lokantaya girdiler. Yemekten sonra Isfahanlý yerinden kalkýp lokantacýya gitti ve "Paramýn üstünü verir misiniz?" dedi. Daha parasýný bile almamýþ olan lokantacý sinirlenerek "Bana para vermedin ki üstünü isteyesin!" diye baðýrdý. Herkes baþlarýna üþüþtü. Birisi lokantacýya "Bir daha düþün. Belki parayý almýþsýndýr" derken Þirazlý yanlarýna geldi ve "Ben yemek parasýný öderken bu biçare Isfahanlý da parasýný veriyordu" dedi. Lokantacý bu kez onunla da verdiydin vermediydin davasýna baþladý. Tam bu sýrada Kaþanlýnýn lokantanýn ortasýna oturmuþ aðladýðýný gördü. "Ne oldu? Niye aðlýyorsun böyle ?" diye sorduklarýnda "Neden aðlamayayým; benim paramýn da üstüne yatmasýndan korkuyorum!" dedi.